MARKA KENT KARS
Kars’ın 15 marka kentimiz arasında yer alması, biz Karslılar için sevindirici ve gurur verici bir durumdur. Şahsen ben bu haberi ilk duyduğumda çok heyecanlanmıştım. Ancak, bu durum sırf bir unvanla kalmamalı ve içi doldurulmalıdır. O zaman heyecanımız ve gururumuz bir anlam kazanır. Çünkü: Kars’ımıza tarih boyu birçok unvanlar verilmiş, ancak bu unvanlara ya sahip çıkamamışız, ya da içi yeteri kadar doldurulmamıştır. Bu da Karslılar olarak bizim suçumuz ve eksiğimizdir.
Yıl 1855 Osmanlı-Rus savaşında gösterdiği inanılmaz kahramanlık nedeniyle, Sultan Abdülmecit tarafından Kars’a ve Karslılara ‘Gazi’ unvanı verilmiştir. Sahip çıkamadığımız için, hak ettiğimiz unvanımız bu gün ortada yoktur.
Yıl 1877–1878, eskilerin 93 harbi dediği savaşta 54 bin Rus ordusuna karşı halk olarak karşı koyan Kars’a ve Karslılara; yiğitlik madalyası olarak 1 altın, 1 gümüş, 1 de bronz madalya verilmiştir. Sahip çıkmadığımız için, madalyamızın biri kayıp, biri ise Kars’ta değil.
Yıl 2008, marka değerinde özelliklerinden ötürü Kars’ımıza devlet tarafından MARKA KENT unvanı verilmiştir. Yıllar sonra bu unvanın da elimizden uçup gitmemesi için, Kars’ın evlatları olarak hepimizin bu unvanın kalıcı olmasına sahip çıkıp, içinin doldurulmasına çaba sarf etmemiz gerekmektedir. O günden bu güne kadar neler yapıldığını sorgulamak ve takip etmek Karslılar olarak hepimizin görevidir.
Marka Kent olarak seçilen ülke çapındaki 15 kentimize, 2023 yılına kadar toplamda çok önemli ve hatırı sayılır bir meblağ yatırım ön görülmüştür. Bu miktardan Karsımızın hakkına düşen ve verilmesi gereken paranın takibi elbet ki önem arz etmektedir. Bu para ile yeni projeler uygulanacak, tarihi eserler restore edilecek ve üretime yönelik yatırımlar yapılacaktır. Bu paranın ve projenin Kars’ımıza ulaşması hayati önem taşımaktadır.
Kars’ın ekmeğini yiyen, suyunu içen ve Kars kimliği taşıyan devletin her kademesindeki üst düzey bürokratlarımıza, aydınlarımıza ve özellikle siyasilerimize önemli görevler düşmektedir. Yetiştirdiği evlatlarından destek beklemek elbet ki her Karslının hakkıdır. Sade vatandaşa düşen görev de gerçekleştirilmesi gereken projeleri takip etmek ve kimin elini taşın altına ne kadar soktuğunu görüp, ona göre karar vermektir. Tabi ki bu günlere kolay gelinmedi. Karsımızın böyle önemli projede yer almasında emeği geçen herkese teşekkür borçluyuz. Bundan sonra da emek verecek herkesi de alkışlayacağız.
“KARS” adıyla “MARKA KENT”, unvanının biri birine çok yakıştığını bir Karslı olarak gururla ifade ederken, gerekli yatırımların ve çalışmaların layıkıyla yapılmasını, projenin amacına ulaşmasını, yürekten diliyor ve bekliyorum.
Yazarın Kitapları
Dost okurlarım, hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum…
Yolculuğunuza yoldaş, yalnızlığınıza ses, daraldığınızda nefes, yüzünüze gülücük olacağına inandığım ve Terekeme şivesinde GÜLME anlamına gelen, HİNGİLLEME adlı kitabımı yüreğinize emanet ediyorum. O sizi gülümsetecek, siz de onu çok seveceksiniz.
Gazeteci köşe yazarı olarak, çok sayıda ve çeşitli konularda yıllardır makale yazmaktayım. Zaman zaman serbest şiir de yazıyorum. Ama benim asıl ilgi alanım; didaktik, kültürel ve yaşanmış olaylarla ilgili, roman ve öykü yazarlığıdır. Hal böyle olunca; bilimsel ve kültürel araştırmalar yapmak; aha bu yüreğimde adeta tutku halini almıştır. Bu nedenle; bol miktarda araştırma dokümanı bilgi dağarcığımda birikmiştir. Bu cümleden olmak üzere; her türlü yaşanmış öykü, fıkra, öykülü türküler ve yaşanmış hayat hikâyeleri ile arşivim dolu doludur. Doğduğum, büyüdüğüm ve ait olduğum etnik kültür birikimim de cabası. Üstüne üstlük; eşim, halk ozanı Âşık Selahattin Dündar’ın halk kültürü danışmanım oluşu da ballı börek!
Ben, Kars ili Terekeme kültürüne mensubum. Hal böyle olunca, zaten var olan Terekeme kültür birikimim üzerine araştırmalarımı da koyduğumda, şu an elinizde bulunan, “Terekeme/ Fıkra ve Gülmeceleri” kitabı vücut bulmuş oldu.
Çok zengin bir kültür olan Terekeme Kültürü; ozanlarıyla, âşıklarıyla, şairleriyle, ifacılarıyla, icracılarıyla, yazarlarıyla, ilim ve bilim adamlarıyla kitaplara sığmayacak kadar engin, ciltlere sığmayacak kadar zengin bir deryadır. Elinizdeki HİNGİLLEME/GÜLME isimli kitap, o deryada sadece bir damladır.
Terekemeler hakkında soy ve boy bilgisini, kitabın en sonunda özet olarak bulacaksınız. Bu size sadece elinizdeki kitabı okurken yardımcı olmayı amaçlamaktadır. TEREKEMELER konusunda daha geniş bilgi edinmek isteyen okurlarımız; Selahattin Dündar’ın, TEREKEMELER adlı soy ve boy araştırmaları kitabından yararlanabilirler.
HİNGİLLEME isimli elinizdeki kitabınızın anlatım diline yardımcı olmak üzere, kitabın sonunda Terekeme şivesinde harflerin okunuşu ve kelime anlamları mevcuttur. Terekeme şivesini bilmeyen veya az bilen okurlarıma, öncelikle bu bölümü okumalarını tavsiye ederim.
HİNGİLLEME’nin gülümseyen yüzü ile sizleri baş başa bırakıyorum.
İyi okumalar… Saygılarımla…