İŞGALİ NİÇİN KONUŞMUYORUZ!
İŞGALİ NİÇİN KONUŞMUYORUZ!
Özcan PEHLİVANOĞLU
Yakın Türk tarihinde bilmemiz ve hesaplaşmamız gereken olaylar var. Bunlardan biri de 13 Kasım 1918’de başlayan ve 6 Ekim 1923’de Türk Ordusunun girişi ile sona eren İstanbul’un işgalidir.
Ancak ne hazindir ki; İstanbul’un işgalinin de içinde bulunduğu bu olayları ne bilir, ne konuşur ne de hatırlarız! Halbuki bu yıl yani 2018 İstanbul’un yaklaşık beş yıl süren işgalinin 100. yılıdır.
Ben biliyorum ki, yakın Türk tarihi aynı zamanda bir ihanetler tarihidir. Onun için başımıza gelenlerin üzeri örtülür, sorumluları ortaya çıkartılmaz ve bir hesaplaşmadan kaçılır! İstanbul’un işgali konusu da böyledir…
Nerededir Osmanlı Muhipleri? Nerededir Osmanlı Ocakları? Nerededir Türk Milliyetseverleri? İstanbul’un nasıl işgal edildiğinin ve bu işgal de kimlerin sorumluluğu olduğunun cevaplarını niye aramazlar? Ve bu işgal sırasında Müslüman Türklerin ve Kuvay-ı Milliye etrafında toplanan yurtseverlerin başına neler gelmiştir diye konuşmazlar? Böylece halkı niye aydınlatmazlar?
Düşman filosu ve işgalci İtilaf Devletlerinin askerleri beş yıl boyunca boşuna beklemedi İstanbul’da! Hepinize soruyorum; siz evinizde beli silahlı bir adamı hem de size düşmanlık hisleri içindeki bir adamı karınız ve kızınızla birlikte beş yıl misafir eder misiniz?
Padişah Vahdettin ne yaptı bu durumda? Ya da Hürriyet ve İtilaf Fırkası etrafında toplananlar? Damat Ferit mi, Ali Kemal mi, Kürt Nemrut Mustafa Paşa mı, Şeyhülislam Mustafa Sabri mi; kim ne yaptı söyler misiniz?
Ya bugün İstanbul’un işgalini ve meydana gelen hadiseleri örtenler ne yapıyor?
İngilizler kruvazörlerle, dretnotlarla, destroyerlerle ve denizaltılarla Türk Milletini hedef aldı. İngiliz İşgal Kuvvetleri, İstanbul’u merkez alarak Donanma Filosu ile Türk sahillerinin bir çok noktasına çıkarma yaptı. İngilizler Marmara ve Karadeniz sahillerindeki şehir, kasaba ve köylerde; planlı, programlı ve aynı zamanda oldukça masraflı bir savaşı Türklere karşı yürüttü. Yurtsever insanlar yakalanıp Malta’ya esir kamplarına sürüldü. Ülkemizin en büyük fabrikaları yakılıp yıkıldı. Türk yurdunu işgal eden Yunanlılara her türlü askeri ve lojistik destek sağlandı. Sayısız masum yurttaşımız hapsedildi, işkence gördü ve kurşuna dizildi.
Yani işgal kuvvetleri ölüm saçmaya hazır silahları ile beş yıl boyunca, sivilleri hedef alarak ölüm kustu ve Türk Milletinin azmini kırarak, halkımızı güç karşısında boyun eğdirmeye ve ezmeye çalıştı…
Bunların yanında daha neler neler oldu. Başımız iyice öne eğilmesin diye bunlara değinmiyorum!!!
Peki, bunları neden konuşmuyoruz? Hem de bu işgalin 100.yılı gelip çatmışken… Ve bir de üstüne üstlük Türkiye yeniden tarihi günler ve beka sorunu yaşarken!
Bunları hatırlatmayacaklar ki; Osmanlı goygoyu yapacaklar, Padişah Vahdettin’i aklayacaklar, Sevr aslında faydalıydı diyecekler, Atatürk düşmanlığına zemini sıcak tutacaklar, işgali alkışlayan tarikatları sevdirecekler falan filan!!!!
Eğer bu İstanbul’un işgali, nedenleri, sorumluları ve bu işgal sırasında başımıza gelenler halkımızca bilinse bugün ortada siyasetçiyim, bilim adamıyım, entellektüelim diyen sayısız insan kaçacak delik arar.
Ben vazifemi yaptım; size İstanbul’un İşgalinin 100.yılında olup bitenleri hatırlattım. Siz de başlayın araştırmaya ve öğrenmeye, haksızsam hesap sorun, değilsem kuru bir teşekkür edin yeter. Size bir de kitap tavsiye edeyim, Atilla Oral’ın 2013 yılında Demkar Yayınevi’nden çıkan “İşgalden Kurtuluşa İstanbul” adlı yayını bulup okuyun ve kütüphanenizde bir yere koyun…
Allah bir daha bize o günleri yaşatmasın… Ancak bilmek ve tedbiri elden bırakmamak gerekir.