CUMHURİYET KADINI
CUMHURİYET KADINI
Cumhuriyet kadınının yeri Cumhuriyet kadınının gücü… Cumhuriyet kadınının emeği… Cumhuriyet kadınının yeteneği…
Kadın yaşayan bir toplumun, bir milletin en temel ögelerindendir. Cumhuriyetin ilanından sonra, toplumumuzdaki kadının yeri değişti. Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumsal alanda en önemli yeniliği kadın hakları konusunda yapılan düzenlemeleridir.
Türk medeni kanunu ile erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemeler kaldırıldı, kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve aile malları üzerinde tasarruf hakkı tanındı. (1926)
Doğum izni düzenlendi. (1930)
Kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı. (1930)
Köy kanununda değişiklik yapılarak, kadınlara köylerde muhtar olma ve Köy
İhtiyar Meclisi’ne seçilme hakları verildi. (1933)
Anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı. (1934)
Kadınların yer altında, ağır ve tehlikeli işlerde çalışmasını yasaklayan ve kadınların
iş hayatını güvence altına alan, uluslararası İLO sözleşmesi kabul edildi.(1935)
İş kanunu yürürlüğe girdi. Kadınların çalışma hayatına düzenleme getirildi. (1936)
Analık sigortası (Doğum yardımı) yasası kabul edildi. (1945)
Yaşlılık sigortası kadın ve erkekler için eşit esaslara göre düzenlendi. (1949)
Ana çocuk sağlığı hizmeti kabul edildi. (1952)
Evet, bunlar yıllar önce verilen kadın haklarımız ve cumhuriyetimizin kazanımlarıdır. Günümüze gelinceye kadar çok daha iyileşmeler beklerdik. Arzumuz verilen hakların kâğıt üzerinde kalmadan kullanılabilmesidir.
Günümüzde kadınlar politikada yeterince temsil edilmemektedir. Meclisteki kadın milletvekili sayısı hala 1935-1939 dönemindeki sayıya erişememiştir. Yeni Medeni Kanun’la, kadınlarda erkeklerle eşit koşullarda eğitim almalı diyoruz. Ancak kadının öğrenim düzeyi erkeklerle kıyaslandığında hala önemli derecede düşüktür.
“Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.”(K. Atatürk)
Kurtuluş mücadelesinde kadınlarımız önemli görevler üstlenmiştir. Dünyada hiçbir milletin kadını “Ben Anadolu Kadınından daha fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu Kadını kadar emek verdim,”diyemez! (K. Atatürk)
Ülkemiz kadını emekçidir, fedakârdır, mücadelecidir, paylaşımcıdır, değerlerine ve ülküsüne bağlıdır, yaratıcıdır. Verilen haklarından haberdardırlar. Yeter ki; kadınlarımıza yeterli olanaklar verilsin… Yeter ki; engeller oluşturulmasın.
Bir toplumun gelişmesi, başarı göstermesi için kadınlarımızın her hususta yükselmesi gerekir.
Haklarını talep eden kadınlarımızın toplumun ferdi olduğu unutulmadan, horlanmadan, tacize uğramadan; ekonomik özgürlüğünü kazanması, sosyal ve politik yaşama katılması, kadın ve erkek eşitliğinin algılanabildiği uygar bir toplum olması umuduyla;
tüm ulusumuzun Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.
Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumsal alanda en önemli yeniliği olan kadın haklarını bize kazandıran, Atamıza minnet duygularımı ifade ederken; “ Atatürk Çizgisi” şiirimle sizleri baş başa bırakıyorum.
ATATÜRK ÇİZGİSİ
Cumhuriyet halkın göz bebeğidir
Atatürk çizgisi doğrumdur benim
Dedi bağımsızlık karakterimdir
Atatürk çizgisi doğrumdur benim
Vatanı kurtaran eşsiz bir önder
Haykırdı yoksulluk değildir kader
Gücünü ulustan alan tek lider
Atatürk çizgisi doğrumdur benim
Bayrağımın rengi şehitlerimiz
Kalkınma öncüsü bilgelerimiz
Umut ışığıdır tüm gençlerimiz
Atatürk çizgisi doğrumdur benim
Gülüm Ana der ki sen çok özelsin
Ezilen halklara ilham verensin
Emperyalistlere diz çöktürensin
Atatürk çizgisi doğrumdur benim
Gülüm Ana
(Songül Dündar)
[email protected]
www.songuldundar.com
Yazarın Kitapları
Dost okurlarım, hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum…
Yolculuğunuza yoldaş, yalnızlığınıza ses, daraldığınızda nefes, yüzünüze gülücük olacağına inandığım ve Terekeme şivesinde GÜLME anlamına gelen, HİNGİLLEME adlı kitabımı yüreğinize emanet ediyorum. O sizi gülümsetecek, siz de onu çok seveceksiniz.
Gazeteci köşe yazarı olarak, çok sayıda ve çeşitli konularda yıllardır makale yazmaktayım. Zaman zaman serbest şiir de yazıyorum. Ama benim asıl ilgi alanım; didaktik, kültürel ve yaşanmış olaylarla ilgili, roman ve öykü yazarlığıdır. Hal böyle olunca; bilimsel ve kültürel araştırmalar yapmak; aha bu yüreğimde adeta tutku halini almıştır. Bu nedenle; bol miktarda araştırma dokümanı bilgi dağarcığımda birikmiştir. Bu cümleden olmak üzere; her türlü yaşanmış öykü, fıkra, öykülü türküler ve yaşanmış hayat hikâyeleri ile arşivim dolu doludur. Doğduğum, büyüdüğüm ve ait olduğum etnik kültür birikimim de cabası. Üstüne üstlük; eşim, halk ozanı Âşık Selahattin Dündar’ın halk kültürü danışmanım oluşu da ballı börek!
Ben, Kars ili Terekeme kültürüne mensubum. Hal böyle olunca, zaten var olan Terekeme kültür birikimim üzerine araştırmalarımı da koyduğumda, şu an elinizde bulunan, “Terekeme/ Fıkra ve Gülmeceleri” kitabı vücut bulmuş oldu.
Çok zengin bir kültür olan Terekeme Kültürü; ozanlarıyla, âşıklarıyla, şairleriyle, ifacılarıyla, icracılarıyla, yazarlarıyla, ilim ve bilim adamlarıyla kitaplara sığmayacak kadar engin, ciltlere sığmayacak kadar zengin bir deryadır. Elinizdeki HİNGİLLEME/GÜLME isimli kitap, o deryada sadece bir damladır.
Terekemeler hakkında soy ve boy bilgisini, kitabın en sonunda özet olarak bulacaksınız. Bu size sadece elinizdeki kitabı okurken yardımcı olmayı amaçlamaktadır. TEREKEMELER konusunda daha geniş bilgi edinmek isteyen okurlarımız; Selahattin Dündar’ın, TEREKEMELER adlı soy ve boy araştırmaları kitabından yararlanabilirler.
HİNGİLLEME isimli elinizdeki kitabınızın anlatım diline yardımcı olmak üzere, kitabın sonunda Terekeme şivesinde harflerin okunuşu ve kelime anlamları mevcuttur. Terekeme şivesini bilmeyen veya az bilen okurlarıma, öncelikle bu bölümü okumalarını tavsiye ederim.
HİNGİLLEME’nin gülümseyen yüzü ile sizleri baş başa bırakıyorum.
İyi okumalar… Saygılarımla…