NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR
NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR
Bayramlar, sevinç ve mutluluğun ifadesidir.
.
……..Eski bayramlarda, hazırlıklar, tatlı bir telaşla günler öncesinden başlardı. Sevinçten, heyecandan yerimizde duramazdık. Yeni elbise, yeni ayakkabı, yatağımızın başucunda sabahı zor ederdik. Belki de seçebileceğimiz başka giyeceklerimizin olmayışından bu kadar çok önemsiyorduk. Şimdiki gibi, çocuklar ne isterse hemen alınmazdı. Evler temizlenir, bayrama özgü alış veriş yapılır, yöresel yemekler, tatlılar hazırlanırdı. Ziyaret edilemeyen yakınların bayramı telefonla ya da elektronik postayla değil, içine birkaç fotoğraf konulmuş kartpostallar gönderilerek kutlanırdı.
……..Bayram namazından hemen sonra, gruplar halinde mezarlıklar topluca ziyaret edilir dualar okunurdu. Köyde bulunan hastalar ziyaret edilirdi. Sonra aileler arasında, komşularla, akrabalarla bayramlaşılırdı. Çocukların, bayram harçlıklarına kavuştuğu an görülmeye değerdi. Torbalarla topladıkları bayram şekerlerini büyük bir hazine gibi korurlardı. Yedikçe yeniden sayım yaparlardı. Ailece yapılan kahvaltılarının, öğünlerde yenen yemeklerin lezzeti bayram günlerinde bir başkaydı. Bir kaç günde olsa çok büyük mutluluklar paylaşılırdı.
Bayramlar, küçük yerleşim yerlerinde yinede öncekilere benzer şekilde yaşanıyor olabilir. Ancak büyük kentlerde günümüze göre eski bayramlar çok farklıydı.
……..Günümüzde bayram ziyaretleri, bir güzellik ve mutluluk olarak görülmüyor, bir an önce yapılması gereken, zoraki bir görevmiş ve sıradan çıksın diye bakılıyor. Bayram ziyaretleri oldukça azaldı. Yapılan ziyaretlerin çoğu da geniş zamanda yapmamız gereken hasta ziyaretleri, yaşlı ziyaretleri amaçlıdır. Artık kapıların zilleri çalmıyor komşuların çocukları bile gelmiyor, dört gözle beklediğimiz sevdiklerimiz neredeler? Anlayacağınız hepimiz değiştik. Çocuklar eski bayramları bilmediği için armağanlarıyla, harçlıklarıyla yine ailede en çok bayramı yaşayan kesimdir.
…….Günümüzde, özellikle de yoğun iş temposu nedeniyle bayramlar tatil ya da dinlenme fırsatı olarak değerlendiriliyor. “Çekirdek aile”nin hısım akraba ziyaretleri yapmak yerine tatile çıkması ve bu yüzden de el öpenlerin azalması sonucu büyüklerin bayramları daha bir ”buruk” geçiyor. Eski bayramlar, “Tatil” oldu. Daha beteri 2020 yılında yaşadığımız pandemi nedeniyle dört duvar arasından dışarı çıkamaz olduk. İyice iç çekerek “Ah o eski bayramlar
diye sızım sızım sızlanır olduk.
…….“Nerede O Eski Bayramlar” derken herkesin hatırladığı anılar farklılık gösterse de gelişen teknolojiyle birlikte alışkanlıklarımız değişse de eskiye özlem duysak da pandemi kıskacına yakalansak da; tüm okurlarımın ve ülkemin birlik, beraberlik, dostluk içinde huzurlu, mutlu
bayramlar geçirmesini diliyorum.
Çocukluk anılarımı dile getiren şiirimle sizleri baş başa bırakıyorum.
BAYRAMLAR
Anılar dizildi katar be katar
Çocukluk aşkımdır bayramlar benim
O güzel günlerim burnumda tüter
Çocukluk aşkımdır bayramlar benim
Bir çocuk ordusu alır yanıma
Dolaşırdım konu komşu haylama
Şekerler toplardım küçük torbama
Çocukluk aşkımdır bayramlar benim
Gülüm bayramların tatlı telaşı
Hayaller savaşır gerçeğe karşı
Zihnimde dolanır değirmen taşı
Çocukluk aşkımdır bayramlar benim
Songül DÜNDAR (Gülüm)
(2019/Ağustos)
[email protected]
www.songuldundar.com
Yazarın Kitapları
Dost okurlarım, hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum…
Yolculuğunuza yoldaş, yalnızlığınıza ses, daraldığınızda nefes, yüzünüze gülücük olacağına inandığım ve Terekeme şivesinde GÜLME anlamına gelen, HİNGİLLEME adlı kitabımı yüreğinize emanet ediyorum. O sizi gülümsetecek, siz de onu çok seveceksiniz.
Gazeteci köşe yazarı olarak, çok sayıda ve çeşitli konularda yıllardır makale yazmaktayım. Zaman zaman serbest şiir de yazıyorum. Ama benim asıl ilgi alanım; didaktik, kültürel ve yaşanmış olaylarla ilgili, roman ve öykü yazarlığıdır. Hal böyle olunca; bilimsel ve kültürel araştırmalar yapmak; aha bu yüreğimde adeta tutku halini almıştır. Bu nedenle; bol miktarda araştırma dokümanı bilgi dağarcığımda birikmiştir. Bu cümleden olmak üzere; her türlü yaşanmış öykü, fıkra, öykülü türküler ve yaşanmış hayat hikâyeleri ile arşivim dolu doludur. Doğduğum, büyüdüğüm ve ait olduğum etnik kültür birikimim de cabası. Üstüne üstlük; eşim, halk ozanı Âşık Selahattin Dündar’ın halk kültürü danışmanım oluşu da ballı börek!
Ben, Kars ili Terekeme kültürüne mensubum. Hal böyle olunca, zaten var olan Terekeme kültür birikimim üzerine araştırmalarımı da koyduğumda, şu an elinizde bulunan, “Terekeme/ Fıkra ve Gülmeceleri” kitabı vücut bulmuş oldu.
Çok zengin bir kültür olan Terekeme Kültürü; ozanlarıyla, âşıklarıyla, şairleriyle, ifacılarıyla, icracılarıyla, yazarlarıyla, ilim ve bilim adamlarıyla kitaplara sığmayacak kadar engin, ciltlere sığmayacak kadar zengin bir deryadır. Elinizdeki HİNGİLLEME/GÜLME isimli kitap, o deryada sadece bir damladır.
Terekemeler hakkında soy ve boy bilgisini, kitabın en sonunda özet olarak bulacaksınız. Bu size sadece elinizdeki kitabı okurken yardımcı olmayı amaçlamaktadır. TEREKEMELER konusunda daha geniş bilgi edinmek isteyen okurlarımız; Selahattin Dündar’ın, TEREKEMELER adlı soy ve boy araştırmaları kitabından yararlanabilirler.
HİNGİLLEME isimli elinizdeki kitabınızın anlatım diline yardımcı olmak üzere, kitabın sonunda Terekeme şivesinde harflerin okunuşu ve kelime anlamları mevcuttur. Terekeme şivesini bilmeyen veya az bilen okurlarıma, öncelikle bu bölümü okumalarını tavsiye ederim.
HİNGİLLEME’nin gülümseyen yüzü ile sizleri baş başa bırakıyorum.
İyi okumalar… Saygılarımla…