Saffet ÇalışkanYazarlar

EYT DÜZENLEMESİNİN SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİMİZE ETKİLERİ?

EYT  LİLERİN SÖYLEMLERİNE GÖRE, HİZMETLERİ Nİ TAMAMLAYIP  BU GÜNE
KADAR YAŞINI  BEKLEYENLER DE MAĞDUR OLMUŞ OLMAYACAK MI?
Sevgili okuyucularımız bu hafta henüz yasalaşmamış ama ülke
gündeminde olan EYT düzenlemesinin  yıllardır sigortalılık sürelerini
doldurdukları halde yaşını bekleyenler açısından mağduriyetlerinden ve
ülkemizde sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemine etkilerinden
bahsetmek istiyorum.
4447 sayılı Kanundan önce çalışanların 30’lu 40’lı yaşlarda emekli
olabildiği  sistem, emeklilikte belirli bir yaşa ulaşma şartı
getirilerek düzeltilmeye çalışıldı. Mevcut sigortalılar ise 23/5/2002
tarihindeki sigortalılık süreleri esas alınmak suretiyle “Beklenen
Hak”ları korunarak kademeli bir emeklilik yaşına tabi tutuldu. İşte ne
oldu ise burada oldu. Bir grup çıktı ve “Bizim işe girdiğimiz tarihte
yaş şartı yoktu!”, “Kazanılmış haklarımız yok sayıldı!” “Biz
mağduruz!”, gibi söylemlerle  ciddi bir kamuoyu da oluşturdular.

EYT ile birlikte ve özellikle son zamanlarda sosyal güvenlikte
“mağduriyet” kelimesi herkesin ağzına sanki sakız oldu gibi.  Neymiş
efendim,“Staj Mağdurları”, “Prim Mağdurları”, “Sigortalılıktan Önce
Yapılan Doğumları Borçlandırılmayan Mağdurlar”, “Emeklilikte 7200/9000
Güne Tabi Olan Bağ-Kur Mağdurları”. Bu listeyi istediğiniz kadar
uzatabilirsiniz.

Kademeli emeklilik sürecine bakıldığında bu durum daha da net ortaya
çıkıyor. 8/9/1999 tarihinden önce sigortalılığı başlayanlar için
Anayasa Mahkemesi kararlarında da yer aldığı şekliyle adil, makul ve
ölçülü bir şekilde geçiş süreci düzenlendi. Erkek sigortalılar için
9/9/1976 tarihinden başlamak ve her bir kademe için 1 yıl 6 aylık süre
öngörülmek suretiyle emeklilik yaşı 44’den başlatılmış ve her bir
kademe için 1 yaş artırılmak suretiyle 8/9/1999 tarihinde sigortalı
olan için 58 yaş öngörülmüştür. 9/9/1999 ve sonraki tarihlerde (5510
sayılı Kanunla getirilen düzenlemeye kadar) sigortalı olanlar için ise
58/60 yaş şartı getirildi. Gün sayıları itibariyle de her bir kademe
75 gün artırıldı. Bu düzenlemeye bakıldığında kendi içinde adaleti
barındırdığı ve kimseyi “mağdur” etmediği açıkça görülecektir.

EYT talebinin çözülecek olmasıyla birlikte, herkes kendince tabi
olduğu yasa hükümlerini bir mağduriyet olarak göstermekte ve yaşadığı
sorunun “mağdur” kelimesinin ardına sığınarak çözülmesini
istemektedir.

Sözlük anlamı itibariyle mağdur, “haksızlığa uğramış kimse” olarak
karşılık bulmaktadır.

Yasalarla belirlenmiş kurallar bütünü mağduriyet değil, bilakis adil
ve sürdürülebilir sosyal güvenlik sistemi için bir zorunluluktur.

Tabi olunan bu kuralların “mağdur olduk” söylemiyle değiştirilmesini
talep etmek, çocuklarımızdan ve gelecek nesillerden çalmak anlamına
gelir. Kimi grupların “mağduriyetini” çözüyor olmanın, aslında daha
büyük grupların gerçek anlamda mağduriyetine neden olacağı göz ardı
edilmemelidir.Asıl meselenin sürdürülebilir bir sosyal güvenlik
sistemi olması gerektiği,ülkemizin ekonomik geleceğini büyük ölçüde
riske atacak kişisel menfaatlerden vaz geçmek olduğunu unutmamalı.

Şunu da ifade edelim,Şubat ayı içerisinde TBMM’de görüşülmesi
beklenen EYT yasası ile birlikte hakkaniyetli bu geçiş süreci ortadan
kalkacak, 8/9/1999 tarihinden önce sigortalı olanlar ile 8/9/1999
tarihinden sonra sigortalı olanlar arasında kadınlarda 20 yıl,
erkeklerde ise 17 yıl gibi bir uçurum oluşacaktır.

Yapılacak olan bu düzenleme, kademeli emeklilik yaşını doldurarak
emekli olmuş yaklaşık 8 milyon kişi yönüyle incelendiğinde kimin
mağdur olduğu daha net görülecektir.

18 yaşın doldurulduğu tarih itibariyle çalışmaya başlayan erkek
sigortalılar; 25 yıl sigortalılık süresini doldurdukları tarihten tabi
oldukları emeklilik yaşını doldurdukları tarihe kadar sigortalılık
başlangıç tarihlerine göre 12 ila 96 ay beklemiş ve yaşları dolunca
emekli olmuşlardır. 5.500 TL’ye çıkacak olan asgari alt sınır aylığı
ile beklenilen ay sayısını çarptığınızda bu sigortalıların yoksun
kaldıkları emekli aylıklarının hangi rakamlara tekabül ettiği ortaya
çıkacaktır. Prim gün sayısı fazla olan ve SGK’ya bildirilen kazançları
azami tutarda veya asgariden fazla olan sigortalılar yönüyle ortaya
çıkan rakamı telaffuz etmek ise gerçekten zor.

Bir de erkek sigortalılar için EYT düzenlemesi sonrası ortaya çıkacak
tabloya bakalım.

* 1/11/1998 ve sonraki tarihte sigortalılığı başlayan erkeklerden
1/6/2002-1/10/2008 tarihleri arasında 506 sayılı Kanunun mülga ek 5
inci madde kapsamında çalışması olanlar 25 yıllık sigortalılık süresi
şartını yerine getirmiş durumdadır.

Bu tabloya göre 18 yaşın dolduğu tarih itibariyle sigortalılığı
başlayan ve tabi olduğu emeklilik yaş şartı EYT düzenlemesi ile
birlikte yürürlükten kaldırılacak olan erkek sigortalıların bu
düzenleme ile birlikte 9 ila 198 ay daha erken emekli olacağı ve bu
süre zarfında da 5.500 TL alt sınır aylığını baz alarak işlem
yaptığınızda bu gruba aktarılan kaynağın büyüklüğünü görebileceksiniz.
Mevcut aylık hesaplama sistemi itibariyle 1/9/1999 tarihinde
sigortalılığı başlayan ve 28/2/2023 tarihine kadar da kesintisiz
olarak azami kazanç üzerinden çalışmış olan bir sigortalıya 25 bin
liranın üzerinde SGK tarafından aylık bağlanabildiğinden, bu tutar ile
198 ayı çarptığınızda ortaya çıkan rakam ise gerçekten inanılmaz.

EYT Düzenlemesinde Kim Mağdur?
Emeklilikte yaşa takılanlar mı?
12 ila 96 ay arasında bekledikten sonra yaşını tamamlayıp emekli olan
vatandaşlar mı?

8/9/1999 sonrası sigortalı olup EYT’lilere göre kadınlarda 17 yıl,
erkeklerde 20 yıl yaşını beklemek zorunda kalacak sigortalılar mı?

Yoksa sosyal güvenlik sistemimizde aktif-pasif dengesinin ( ki dünya
stadartlarında  sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi için 4
çalışan bir emekliye bakmasıdır.) dahada bozulacak olması nedeniyle
bize emanet edilen bu güzel vatanı bırakacağımız çocuklarımızın,
gençlerimizin gelecekleri  mi?
Her zaman için bu aziz milletimizin geleceğini kişisel
geleceklerimizin önünde tutmamız gerektiğini bir kez daha ifade etmek
istiyorum.
Sevgili okuyucularımız EYT ile ilgili yasa çıkmadan bu konudaki
sorularınızı cevaplamanın  çok doğru olmayacağını düşünüyorum. Ancak
şu kadarını ifade edeyim.
Bağ-Kur için erkeklerde 25 yıllık sigortalılık süresinde 9.000  gü n
hizmet (yaş yok) ,15 yıllık sigortalılık süresinde 55 yaş 5.400 gün
hizmet.
Bayanlarda 20 yıllık sigortalılık  süresinde 7.200 gün hizmet(yaş
yok) veya 15 yıl hizmet 55 yaş
SSK için  erkeklerde; 25 yıl sigortalılık süresinde 5000 gü (yaş
yok) veya 15 yıllık sürede 10 yıl sigortalı hizmet ve 55 yaş..Bayanlar
için de 20 yıllık sigortalılık süresinde 5.000 gün veya 15 yılda 50
yaş ve 10 yıllık sigorta hizmeti aranacak gibi gözüküyor, yine de yasa
çıktıktan sonra sizlerle daha net bilgileri paylaşacağız inşallah.
Aksaray daki emeklilik ofisimizde sosyal güvenlikle ilgili
sorularınızı cevaplamaya devam ediyoruz irtibat tlf. 0 532 541 02 70
Hoşça kalın efendim.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu