ABD, ’11 Eylül’ün 20’nci korsanı’ olarak bilinen Guantanamo tutuklusunu serbest bıraktı
11 Eylül saldırısı sırasında El Kaide bağlantılı 4 korsan tarafından kaçırılan; Pennsylvania eyaleti üzerinde ABD tarafından düşürülen United Hava Yollarının 93 uçuş numaraları uçağına son anda bindirilmeyen ve bu nedenle de 20’nci korsan olarak tanımlanan El Katani hakkında karar verildi.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Haziran 2002’den bu yana Guantanamo’da tutuklu bulunan El Katani’nin ülkesi Suudi Arabistan’a iade edildiğini açıkladı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“9 Haziran 2021’de Periyodik İnceleme Kurulu , ABD’nin ulusal güvenliğine yönelik önemli bir tehdidi önlemek açısından Muhammed Mani Ahmed el-Katani’nin savaş hukuku kapsamındaki tutukluluğuna artık gerekli olmadığına karar verdi. Kuruli bu nedenle, El Katani’nin güvenlik ve insani muamele güvencelerine tabi tutulmak üzere anavatanı Suudi Arabistan’a geri gönderilmesini tavsiye etti. 4 Şubat 2022’de Savunma Bakanı (Loyd) Austin, El Katani’yi Suudi Arabistan’a geri gönderme niyetini Kongre’ye bildirdi. Suudi ortaklarımızla istişare ederek, transfer için gerekli işlemleri tamamladık.”
Suudi Arabistan’a teşekkür edilen açıklamada, Guantanamo hapishanesinde böylece 38 tutuklu kaldığı, bunlardan 19’unun başka ülkelere transfer için elverişli olduğu, 7’sinin Periyodik İnceleme için elverişli olduğu, 10’nun askeri mahkeme sürecinin devam ettiği, 2’sinin ise askeri mahkeme tarafından hükümlü olduğu ifade edildi.
Açıklamada, Katani’nin akli dengesinin yerinde olmadığı ve tedavi edilmek üzere Suudi Arabistan’a gönderildiği bilgisine yer verilmedi.
Ancak Katani’nin Avukatı Remzi Kassem, “ABD nezaretinde yargılanmadan geçen yirmi yılın ardından Muhammed, uzun süredir ihtiyaç duyduğu psikiyatrik tedavisini ailesinin desteğiyle Suudi Arabistan’da alacak.” açıklamasında bulundu.
Kassem, Katani’nin işkence gördüğü ve ardından defalarca intihara teşebbüs ettiği Guantanamo’da tutulmasını “onun için ölüm cezası gibi oldu” şeklinde tanımladı.
Katani hakkındaki suçlamalar daha önce birkaç kez düşürülmüş ve soruşturması yeniden açılmıştı.
Suudi tutuklunun ağır işkencelere maruz bırakıldığı çok kez ABD hükümeti yetkililerinin kayıtlarına ve basına düşerken, 1975 doğumlu sanığın tutuklu olduğu ilk yıllardan itibaren şizofreni belirtileri gösterdiği, etrafında olmayan biriyle konuşmaya çalıştığı da ABD kayıtlarına yansımıştı.