Teknoloji

Jilet gibi keskin dişlere sahip! Denizyıldızını hiç böyle görmediniz

Daha önce pek çok deniz canlısı farklı yöntemlerle keşfedildi ancak yeni keşfedilen bir denizyıldızı türü, sekiz kollu olmasının yanı sıra jilet keskinliğinde dişleri de bulunuyor. Ophiojura exbodi olarak adlandırılan bu canlı, her biri keskin dişlere sahip sekiz adet 10.16 cm boyutlarında kollara sahip.

KESKİN DİŞLERİ ONU FARKLI KILIYOR

Uzman bilim insanlarına göre bu daha önce duyulmamış bir rakam. Zira daha önce sekiz kollu bir denizyıldızı hiç görülmemişti. Bu hem bir ilk hem de keskin dişlerinin bulunması onu oldukça farklı yapıyor.

Bu canlının görüntüsü ise jilet keskinliğinde dişlerinin bulunmasıyla iyice korkunç bir hal alıyor. Bilim insanları bu canlının 180 milyon yıl boyunca hiç değişmeden aynı kaldığına inanıyor. Söz konusu keskin dişlere sahip olmasının sebebi ise şüphesiz avlarını daha kolay yakalamak olduğu düşünülüyor.

DAHA ÖNCE 2011 YILINDA BAŞKA BİR TÜR BULUNMUŞTU

Fransız Doğa Tarihi Müzesi’ndeki bilim insanları bu dünya dışı canlının örneğini ilk olarak 2011 yılında Güney Pasifik’te bir sualtında buldular. Oldukça derinde keşfedilen canlının detaylı hali ilk kez 2021 yılında keşfedilmiş oldu.

Bu türdeki denizyıldızları, bildiğimiz denizyıldızları gibi sürünmek ve ilerlemek için kollarını kullanıyor. Ancak bu sekiz bacaklı olanlar çok daha gelişmiş bir şekilde hareket ediyor ve tahmin edebileceğiniz gibi daha saldırgan. Kendini savunmak için oluşan bu keskin dişler, avını yakaladıktan sonra onu bu kollarla boğarak ve parçalanmasını sağlıyor.

Canlı hakkında Avustralya’daki Victoria Müzesi’nden Tim O’Hara, Proceedings of the Royal Society B dergisinde bu hafta yayımlanan bir makalede Ophiojura exbodi’nin sadece yeni bir kırılgan yıldız türü olmadığını, yeni bir cins ve filum Echinodermata ailesinden olduğunu söylüyor.

SEKİZ KOLA SAHİP OLMASI OLDUKÇA ÖZEL

The New York Times tarafından yayımlanan röportajda ise “Kırılgan yıldızlarda her zaman beş, birkaçında altı ve çok tuhaf olanlarda ise 10’dan fazla kol vardır” diyor ve devam ediyor ‘’Birden sekiz kola sahip olmak mı? Bu özeldi.’’

DOMUZ BURNUNA BENZİYOR

Elektrin mikroskobu altında inceleme yapan bilim insanları, denizyıldızında buldukları delikleri ‘domuz burnuna’ benzetiyor. Araştırmacıları da şaşırtan bu buluş, NYT’da ‘domuz burnu eklemleri’ var şeklinde esprili bir şekilde yer aldı. Canlı aynı zamanda türünün tek ve en eskisi olarak kayıtlara geçiyor.

Bilim insanları denizlerin ve okyanusların çok derinliklerinde halen keşfedilmemiş binlerce tür olduğunu düşünüyor. Bu türlerden biri olan yeni denizyıldızı orada hiç değişmeden ve bozulmadan 180 milyon yıldır kaldığını gözler önüne seriyor. (Bu fotoğraftaki canlı ise daha önce bulunan ve keşfedilen bir tür)

Öte yandan Pirana ailesinden gelen ve insan benzeri dişleriyle dikkat çeken balık, boyu yalnızca 20 santimetre civarında olmasına rağmen insanlar için büyük bir korku unsuru. Uzmanların “oldukça ciddi bir ısırığı var” uyarısında bulundu balık, literatürde ‘testis yiyen balık’ olarak geçiyor. Genellikle Amazon nehir havzasında bulunan balıkla ilgili korkutan haber ise, Doğa Tarihi Müzesi yetkisinden geldi.

TESTİS YİYEN BALIK

Pirananın otçulu olarak bilinen ‘Pacu’ balığı, ilk kez Avrupa sularında görüldü. Dünyada birçok ülkesinde çıkan kayıtlara göre Pacu cinsi balıkların literatüre ‘testis yiyen balık’ diye geçtiği biliniyor.

UZMANDAN UYARI

Bu balıkların Güney Amerika kökenli olduğu, çoğunlukla bitkilerle beslendiği ama zaman zaman hayvanları da besin olarak tercih ettikleri biliniyor. Danimarka Doğa Tarihi Müzesi’nden Henrick Carl, Pacu’nun normalde insanlar için tehlikeli olmamasına rağmen “bazı erkeklerin testislerinin ısırıldığı olaylar olduğu” konusunda uyarıyor.

Yüzmek ya da olta balıkçılığı yapmak için suya giren kişilerin, özellikle de erkeklerin testislerini ısırdıkları belirlenmiş. Balıkların ağız ve diş yapısı kesici dişlere benziyor. Meyveleri parçalamak için kullandığı iki sıralı dişleri bulunan bu balıkları, insanların testislerini meyve tohumlarına veya fındıklara benzettikleri belirlenmiş.

İNSAN BENZERİ DİŞLER

“İnsan benzeri” dişleriyle dikkat çeken pirana türü olan Pacu, genellikle Amazon nehir havzasında bulunuyor. Boyu yalnızca 20 santimetre civarında olan balıklardan biri, balıkçı Einar Lindgreen tarafından İsveç’in güney kıyılarında bulunan bir yılan balığı tuzağında yakalandı.

ACIKTIKLARI İÇİN ISIRIYORLAR

Danimarka Doğa Tarihi Müzesi’nden Henrick Carl, “Pacu normalde insanlar için tehlikeli değildir ama oldukça ciddi bir ısırığı var” dedi ve ekledi: “Papua Yeni Gine gibi diğer ülkelerde bazı erkeklerin testislerinin ısırıldığı olaylar oldu.” Pacu’nun büyük ölçüde bitkilerle beslendiğini anımsatan Carl, “Acıktıkları için ısırıyorlar” diye ekledi. Ana vatanından çok uzakta bulunan bu Pacu, evcil hayvan olarak tutulduktan sonra terk edilmiş olabilir. Michigan Gölü’nde ve Devon’daki Torridge Nehri’nde türün diğer örnekleri ortaya çıktığında medyaya bu açıklama yapılmıştı.

DEMİRDEN DİŞLERİ VAR

Okyanus sularının dibinde tuhaf, bazen korkutucu ve nihayetinde büyüleyici yaratıklar gizlenir. Bunlardan biriyle ilgili yapılan keşif, dünyayı şaşkınlığa uğrattı. Yeni bir araştırmada bilim insanları, okyanus kıyılarında yaşayan sıradışı bir yumuşakçanın, daha önce sadece kayalık kıyı şeritlerinde bulunan nadir bir demir mineralinden yapılmış dişlere sahip olduğunu gösterdi.

Araştırmacılar, Latince ismi Cryptochiton stelleri olan ve kiton diye bilinen hayvanın dişlerini inceledi ve santabarait adı verilen nadir demir mineralini tespit etti.

BOYU SADECE 36 SANTİMETRE

Dünyanın her yerindeki okyanus kıyılarındaki kayalara yapışmış yosun gibi yiyeceklerle beslenen kitonların boyları 36 santimetreye kadar ulaşabiliyor. Bu hayvanların oval şekilli, kırmızımsı kabukları da bulunuyor.

Kitonlar aynı zamanda son derece sert dişleriyle tanınıyor. Ancak diş yapısında demir olduğu şimdiye dek bilinmiyordu. Araştırmacıların yeni keşfi de C. stelleri’nin yiyecekleri kayalardan nasıl kazıyabildiğine ışık tuttu.

ABD’deki Northwestern Üniversitesi’nden malzemebilimci Derk Joester, “Bu mineral, yüksek oranda su barındırıyor. Bu da onu düşük yoğunlukta güçlü kılıyor” diye konuştu.

DAHA ÖNCE GÖRÜLMEMİŞTİ

Hakemli bilimsel dergi PNAS’ta yayımlanan araştırmanın ortak yazarı Joester, bu sayede hayvanın dişlerinin güçlendiğini ekledi.

Bilim insanı, nadir minerali şöyle açıkladı: “Bu mineral yalnızca jeolojik örneklerde çok küçük miktarlarda bulunmuştu. Daha önce biyolojik bağlamda hiç görülmemişti.”

Hürtürk Haber

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu