Yapay zeka teknolojisine tarihi yatırım
McDonald’s, yapay zekâ teknolojisiyle algoritmik güdümlü çözümler ve kişiselleştirilmiş deneyimler sunan Dynamic Yield şirketini satın aldığını duyurdu. Peki bu ne anlama geliyor? Şirket yapay zekadan nasıl faydalanacak?
Henüz resmi kaynaklar üzerinden bir açıklama yapılmasa da kulislerde bu yatırım için 300 milyon dolarlık bir anlaşma yapıldığından bahsediliyor. Dünyanın en büyük fast-food zincirlerinden biri olan McDonald’s bu hamlesiyle tarihinin en büyük ikinci yatırımına imza atarken, yapay zeka teknolojisi de gündelik hayatımıza temas edeceği yeni bir kanal bulmuş oluyor.
Dynamic Yield kimdir, kimlerdendir?
McDonald’s ve yaptığı bu teknolojik yatırım hakkındaki detaylar ortaya çıktıktan, sektördeki birçok kişinin aklında aynı sorular belirdi; Dynamic Yield kimdir, kimlerdendir, ne iş yapar, bu yatırımın amacı ne? İşte bu soruların cevapları ‘vizyon’ bakımından ülkemizi ve teknolojik dönüşümü hedefleyen şirketlerimizi yakından ilgilendiriyor. Dynamic Yield, İsrail’in teknolojik dönüşüm ve teşvik politikalarının bir meyvesi. Şirket, küçük bir girişim olarak Tel Aviv’de kuruluyor ve ekonomik olarak kendi ayakları üzerinde durabilecek güce geldikten sonra, kısa sürede büyük bir gelişim göstererek dünyaya açılıyor. Uzmanlık alanları, ‘’kişiselleştirilmiş çevrimiçi deneyim’’ olarak tanımlanan teknolojiler. Yapay zeka desteğiyle geliştirdikleri sistemleri, sektörel entegrasyon süreçleriyle hayata geçiriyorlar. Hizmet verdikleri başlıca alanlar da e-ticaret, seyahat, finans ve medya. Şimdiye kadar çözüm ortağı oldukları birçok global marka bulunuyor. Lacoste, Sephora ve IKEA da bu markalar arasında ilk dikkat çekenler.
McDonald’s yapay zekadan nasıl faydalanacak?
McDonald’s, bu teknolojik atılımla birlikte müşterilerine yapay zekâ destekli dijital menü hizmeti sunmayı amaçlıyor. 2018’de birçok ABD eyaletinde test edilen taslak sistem, 2019 yılı itibarıyla geliştirilerek dünya genelinde aktif hale gelecek. Günlük olarak ürün reytinglerinin takip edilmesi, restoran trafiğinin kontrolü, lokasyon bazlı hava durumu bildirimleri ve müşterilere özel seçenekler sunulması gibi konularda farklı çalışmalar yapılması gündemde. Aynı zamanda bu sistemle müşterilerin dijital platformlardaki sipariş bilgileri de kayıt altına alınarak kişiye özel seçenekler sunulması sağlanacak.
Ülkemizden de bir Dynamic Yield çıkar mı?
Gelişmiş ülkelerin ekonomik politikalarını incelediğimizde, özellikle son yıllarda teknolojik teşviklere ve yatırımlara büyük önem verildiğini gözlemliyoruz. Hatta öyle ki, ülkeler kendi kaynaklarına, bölgesel potansiyellerine ve iş gücü hacimlerine bağlı olarak stratejik tercihler de yapıyor. Örneğin, bazı ülkeler bilişim alnında uzmanlaşmayı tercih ederken bazıları da doğrudan teknolojik üretim merkezi olmayı avantajlı buluyor. Tüm bu süreçlerde de küçük büyük demeden tüm yerli teknolojik girişimler güçlü bir şekilde destekleniyor; Dynamic Yield örneğinde olduğu gibi. Bu noktada ülke olarak ortaya koyacağımız vizyon büyük önem taşıyor. Eğitim kalitesinin artması, nitelikli iş gücü yaratılması, girişimcilik reflekslerinin gelişmesi, beyin göçlerinin önüne geçilmesi, güven veren bir ekonomik zeminin oluşturulması ve güçlü devlet desteği olmazsa olmazlardan. Uygun şartlar oluştuğunda ‘’yerli ve milli’’ hayallerimizi gerçekleştirmeye daha yakın olacağımız söylenebilir; ama bu gelişimi kısa vadede beklemek de hayalcilik olur.
Şinasi Furkan AVCI
twitter.com/snsfrknvc