TORUNA BAKAN KİŞİNİN SİGORTALILIĞI- GÖNÜLLÜ ÇALIŞANIN SİGORTALILIĞI-İŞTEN AYRILDIKTAN SONRAKİ SAĞLIK SİGORTALILIĞI
Sevgili okuyucularımız bu hafta da geneli ilgilendiren üç ayrı konuyla
ilgili üç soruya detaylı birer cevap vererek bu konuları da açıklığa
kavuşturmaya çalışacağız.
TORUNA BAKAN KAYINVALİDE SİGORTALI OLUR MU?
İlk soru şöyle;Çocuğumuza kayınvalidem bakıyor. Emeklilik için de
yaklaşık 2 yıl sigorta gününe ihtiyacı var. Ev hizmetinde çocuk
bakıcısı olarak sigortalı yapsam doğru olur mu? Ayşegül D.
Ev hizmetlerinde aynı işveren yanında ay içindeki çalışma süresi 10
gün ve üzerinde olan kişiler 5510/Ek-9. madde uyarınca 4/a (SSK)
statüsünde sigortalı sayılmakta, emeklilik primi de dahil olmak üzere
tüm sigorta kollarından dolayı tahakkuk eden primleri işverenlerince
ödenmektedir.
Ancak 5510/6. madde uyarınca ev hizmetlerinin aynı konutta oturan ve
üçüncü dereceye kadar hısımlara yaptırılması halinde bu kişilerin
Ek-9. madde kapsamında sigortalı sayılmaları mümkün değildir. Başka
bir ifadeyle ev hizmetlisi çalıştıran kişi ile ev hizmetlerinde
çalıştırılan üçüncü dereceye kadar hısım (çocuk, anne/baba, kardeş,
torun, büyük anne/büyükbaba, teyze, dayı, amca, hala);
-Aynı konutta ikamet ediyorlar ise Ek-9. madde kapsamında sigortalı
sayılmamakta,
-Farklı konutta ikamet ediyorlar ise Ek-9. madde kapsamında sigortalı
sayılmaktadır.
Diğer taraftan, gerçekte ikamet adresleri aynı olduğu halde, farklı
adreste ikamet ediyor gibi gösterilen üçüncü dereceye kadar (üçüncü
derece dahil) hısımlarla ilgili olarak sonradan yapılan incelemelerde
bu durumun tespiti halinde, bu bildirimlere ilişkin sigortalılık
süresi iptal edildiği gibi ödenen primler de irat olarak
kaydedildiğinden, bu şekilde gerçek dışı yöntemlere başvurulmamasını
hatırlatmakta da fayda var.
Sosyal Güvenlik Kurumunun 2013/11 sayılı Genelgesinde ev hizmetlerinde
çalıştırılan üçüncü dereceye kadar olan hısımlar hakkında 4721 sayılı
Türk Medeni Kanunu’nun 17. ve 18. maddelerinin esas alınacağı
açıklanmıştır. Anılan Kanunun 17. maddesinde kan hısımlığı, 18.
maddesinde kayın hısımlığına yer verilmiştir. Haliyle ev hizmetlerinde
çalıştırılacak kişinin aynı konutta ikamet ediyor olmakla birlikte,
üçüncü dereceye kadar kan hısımlığı veya kayın hısımlığının bulunması
halinde Ek-9. madde kapsamında sigortalı sayılması mümkün değildir.
Ev hizmetlerinin aynı konutta ikamet etmekle birlikte üçüncü dereceye
kadar hısımlar dışındaki kişilere yaptırılması halinde ise bu
kişilerin Ek-9. madde kapsamında sigortalı olmalarının önünde bir
engel bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, okurumuz Ayşegül hanımın ikamet adresi ile
kayınvalidesinin ikamet adresi farklı ise üçüncü dereceye kadar kayın
hısımlığı olsa bile çocuk bakıcılığı hizmetinden dolayı Ek-9. madde
kapsamında sigortalı olmasında bir engel bulunmamaktadır. Buna karşın
kendi adresi ile kayınvalidesinin adresi aynı ise çocuk bakıcılığı
yapsa bile Ek-9. madde kapsamında sigortalı olması mümkün değildir.
GÖNÜLLÜ OLARAK ÇALIŞAN KİŞİ SİGORTALI SAYILIR MI?
İkinci sorumuz da şöyle;Okulumuzun futbol takımını çalıştıran emekli
bir kişi haftada iki gün ikişer saat okula geliyor. Bu işi gönüllü
olarak yaptığından ücret de almıyor. Bu öğretmenimizi sigortalı
yapmalı mıyız? Aylin T.
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından
çalıştırılanlar 5510 sayılı Kanunun 4/a bendi kapsamında (eski adıyla
SSK statüsünde) sigortalı sayılmıştır.
4857 sayılı Kanunun 8. maddesine göre işveren ve işçi arasındaki
sözleşmenin hizmet akdi sayılabilmesi için de iş, ücret, bağımlılık ve
zaman unsurlarının bulunması gerekiyor.
Bu anlamda, okulunuzun futbol takımını çalıştıran kişinin haftada iki
gün ikişer saat okula gelmesine rağmen bu kişiye ücret ödenmediği
dikkate alınarak hizmet akdi unsurlarının oluşmadığı düşünülse de 5510
sayılı Kanunun 82. maddesinde ücretsiz çalışan sigortalıların günlük
kazançlarının, SPEK alt sınırı üzerinden hesaplanacağı öngörüldüğünden
sosyal güvenlik mevzuatına göre kimi zaman ücretsiz çalışanlar da
sigortalı sayılabilmektedir.
Bu noktada ücretsiz çalışan kişi ile işveren arasında bağımlılık
unsurunun oluşup oluşmadığı önem arz etmektedir.
Bağımlılık unsuru, iş sözleşmesinin en ayırt edici unsurudur. İşçinin
işin yapılması sırasında işverenin talimatlarına sıkı sıkıya bağlı
olması, işverenin gerektiği durumlarda işçiye müdahale edip
denetlemesi, iş sürecini ve sonuçlarını kontrol etmesi bağımlılık
unsurunun bulunduğu anlamına gelmektedir.
Nitekim Yargıtay bir kararında “İş sözleşmesini belirleyen ölçüt
hukukî-kişisel bağımlılıktır. Gerçek anlamda hukukî bağımlılık işçinin
işin yürütümüne ve işyerindeki talimatlara uyma yükümlülüğünü içerir.
İşçi, edimini işverenin karar ve talimatları çerçevesinde yerine
getirir. İşçinin işverene karşı kişisel bağımlılığı ön plana
çıkmaktadır. İş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini, işçinin
işverenin talimatlarına göre hareket etmesi ve iş sürecinin ve
sonuçlarının işveren tarafından denetlenmesi oluşturmaktadır. İşin
işverene ait işyerinde görülmesi, malzemenin işveren tarafından
sağlanması, iş görenin işin görülme tarzı bakımından iş sahibinden
talimat alması, işin iş sahibi veya bir yardımcısı tarafından kontrol
edilmesi, işçinin bir sermaye koymadan ve kendine ait bir
organizasyonu olmadan faaliyet göstermesi, ücretin ödenme şekli,
kişisel bağımlılığın tespitinde dikkate alınacak yardımcı olgulardır.
Bu belirtilerin hiçbiri tek başına kesin ölçüt teşkil etmez. İşçinin
işverenin belirlediği koşullarda çalışırken kendi yaratıcı gücünü
kullanması ve işverenin istemi doğrultusunda işin yapılması için
serbest hareket etmesi bağımlılık ilişkisini ortadan kaldırmaz.
Çalışanın işyerinde kullanılan üretim araçlarına sahip olup olmaması,
kâr ve zarara katılıp katılmaması, karar verme özgürlüğüne sahip
bulunup bulunmaması bağımlılık unsuru açısından önemlidir.” şeklinde
değerlendirme yapmıştır.
Bu anlamda, futbol takımını çalıştıran kişinin sigortalı yapılıp
yapılmayacağı konusunda, bu kişi ile okul yönetimi arasında bağımlılık
unsurunun oluşup oluşmadığına bakılması gerekiyor. Başka bir anlatımla
bu kişi futbol kulübünü okul yönetiminden talimat almadan, kendi
kuralları dahilinde ve okul yönetiminin müdahalesi olmadan kendi karar
özgülüğüne sahip olarak çalıştırıyor ise bu işi gönüllü olarak ve
ücretsiz yaptığı da dikkate alındığında hizmet akdi unsurları
oluşmadığı için sigortalı sayılmaması gerekiyor.
Buna karşın, okul yönetimi ile arasında bağımlılık unsuru oluşmuş ise
bu kişi 4/a kapsamında sigortalı sayılacaktır. Bu durumda da söz
konusu öğretmenle kısmi süreli iş sözleşmesi yapılarak aylık çalıştığı
toplam sürenin 7,5’e bölünmesi suretiyle bulunan gün sayısı ve bu gün
sayısına isabet eden asgari ücret üzerinden SGK bildirimlerinin
yapılması gerekecektir.
İŞTEN AYRILAN SİGORTALININ 10+90 GÜN SÜRESİNCE SAĞLIK HİZMETİNDEN
YARARLANMA HAKKI
BU hafta son olarak GSS ile ilgili şu soruyu da cevaplıyalum:İşten
ayrıldıktan sonra 100 gün boyunca sağlıktan yararlandım. Daha sonra
60/g kapsamında GSS li oldum. 20 gün sonra tekrar bir işe girdim ama
bu işimden de 15 gün sonra ayrıldım. Tekrar GSS’yi açtırmak için
sigortaya başvurduğumda 100 gün daha sigortamın olduğu, GSS’nin 100
gün sonra açılacağı söylendi. Bir yanlışlık olabilir mi? Kenan Y.
5510 sayılı Kanunun 4/a, 4/b ve 4/c kapsamındaki sigortalılar,
sigortalılıklarının sona ermesinin ardından son bir yıl içinde 30 prim
günleri varsa 10 gün daha, 90 prim günleri varsa 90+10=100 gün daha
aktif sigortalılar gibi sağlık hizmetlerinden yararlanabilmektedir.
100 günlük sürenin bitiminin ardından zorunlu GSS kapsamına alınan
vatandaşlar daha sonra tekrar sigortalı çalışıp bu işyerinden de
ayrılmaları halinde, her ne kadar son çalışmalarında 90 günlük bir
hizmet süreleri olmasa bile, bu işyerinden ayrıldıkları tarihten
geriye doğru son bir yıl içinde 90 prim gün sayılarının olması halinde
90+10=100 gün boyunca aktif sigortalılar gibi tekrar sağlık
hizmetinden yararlanabilmektedir.
Sevgili okuyucularımız gelecek hafta yeni konularda buluşmak üzere
yazılarımızı gönderdiğimiz İzmir Dikili deki Reyhan bağımızdan
hepinize sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum.Sorularınızı
[email protected] adresine gönderirseniz sırasıyla cevaplamaya
çalışacağız.Aksaray daki emeklilik ofisimizde de sorularınıza ve SGK
ile ilgili sorularınıza yardımcı olunmaktadır. İrtibat telefonu 0 532
541 02 70
Hoşca kalın efendim.