SEÇİLMİŞLER, ARTIK SAKLI DEĞİL
SEÇİLMİŞLER, ARTIK SAKLI DEĞİL
Halil GÜR
Geçenlerde öğrencim, arkadaşım Halil Burgaz ile sohbet ediyoruz. Söz döndü dolaştı, Soner Yalçın’ın yeni çıkan kitabı “Saklı Seçilmişler”e geldi. Sohbetimiz “Biz mi gıdaları yiyoruz, gıdalar mı bizi yiyor?” sorusunda noktalandı. Ayrıldık. Bir gün sonra Halil’den ‘Hocam, değerlendirmenize sunuyorum.’ notuyla gelen bir e-postanın ekinde aşağıdaki karikatür vardı. Özelde sohbetimizi; ama genelde Saklı Seçilmişler kitabını özetleyen bir karikatür. Karikatürü sizlerle paylaşmamazlık edemezdik. Ama önce kitabın içeriği hakkında kısa da olsa bilgi edinme babından kitabın yazarı Soner Yalçın ile yapılan bir röportajdan bazı alıntılara yer verelim:
“Dünyadaki gıda terörünü ve bunun arkasındaki karanlık isimleri yazdım” diyen Soner Yalçın, 16-17-18.01.2018 tarihlerinde Sözcü Gazetesinden Nil Soysal’a verdiği röportajında şunları söylüyordu:
“Okurken delirmekten korktum. Siz yazarken benzer duygular yaşamadınız mı?
Kitaba başlarken kafamda şu vardı: ABD-AB ve küresel baronlar daha çok kazanç için bu kirli düzeni kurdu. Her ülkede yerli işbirlikçi patronlar ve iktidarlar buldu. Ya da iktidara getirdi. Dünya Bankası-IMF-Dünya Ticaret Örgütü adlı ‘şeytan üçgeni’ Türk tarımını bitirip insanlarımıza zehir yedirmeye başladı Bu ‘şeytanların’ ne yaptıklarına odaklanmışken, bir gün kafama dank etti: Bu işin içinde başka bir iş var! Bu iş sadece para kazanma meselesi olamazdı. Bir sır vardı. Bu sırrın peşine düşünce korkmaya başladım. Öğrendiklerimden dehşete düştüm. Sadece Türkiye değil, dünya yoksullarına soykırım yapılıyor. Dünyadaki fakirleri ‘biyolojik gıda silahı ile öldürüyorlar. İnsanları (tek tek isimlerini verdim) yiyeceklerle-eşyalarla-aşılarla kısırlaştırıyorlar. Gebeliği önleyen mısır üretmişler. Kolesterol haplarıyla cinsel hayatlar öldürülüyor. Gördüm ki: Bugün bunu yapan küresel yiyecek şirketleri, global ilaç firmaları dün de Hitler’in destekçisiydi! Tesadüf mü? Aynı aileler gaz odalarıyla değil, gıdayla insanları yok ediyor. Parası olmadığı için sağlıklı beslenemeyen yok ediliyor. Yeni soykırımcılar yeni dünya kurmak istiyor.
(…..)
Sağlığımızı yakından ilgilendiren konuları anlatırken birden karşımıza meselenin politik sebeplerini çıkarıyorsunuz. Özellikle de büyük şirketler tarafından fonlanan derneklerin-vakıfların yaptıklarına şaşırıp kalıyorsunuz…
‘Gıda teröristlerini’ pazara sokan perde arkasındaki baronların amaçlarını yazıyorsanız bunun ideolojisini anlatmak zorundasınız. Şu tesadüf olabilir mi:
Buğdayın genetiği ile kim oynadı: Rockefeller!
Mısırın genetiği ile kim oynadı: Rockefeller!
Pirincin genetiği ile kim oynadı: Rockefeller!
Tavuğun genetiği ile kim oynadı: Rockefeller!
Liste uzun… GDO’nun öncüsü kim: Rockefeller!
Hepsini ayrıntıları ile yazdım. Rockefeller Vakfı’nın dünyanın dört yanında hangi iktidarla, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerle neler yaptığını ortaya çıkardım.”
(……)
Sözün özü kitabı okurken biz de dehşete düştük.
Bu vahşetin dünyayı, insanlığı müthiş bir kaosa sürükleyeceğini/sürüklediğini ve insanlığın, eşref-i mahlûkat olduğunu hatırlayacağı günlerin yaklaştığını düşünür olduk.