Yaşam

Kız İsimleri 2021: En Güzel, Modern, Değişik, Anlamlı, Yeni, Popüler, Kız Bebek İsimleri ve Anlamları

Bebek cinsiyetinin öğrenilmesinin ardından isim konusu üzerinden düşünülmeye başlıyor. Anne ve baba adayları doğacak kız ve veya erkek çocukları için uzun süre önceden araştırmalara başlıyor. 2021 yılında kız bebekler için birbirinden güzel, anlamlı ve modern isimler bulunuyor.

‘A’ İle Başlayan Kız Bebek İsimleri ve Anlamları

Aba: Abla, ana.

Abaç: Annesine benzeyen, annesinin yapısında olan.

Abadan: şen, bayındır, mamur.

Abak: Eski Türklerde ölmüş ataların tapınılan heykelleri.

Abakay: Eski Türklerin büyük kadınlara verdiği ünvan.

Abasıyanık: Gönlünü kaptırmış, vurulmuş, kendinden geçmiş, aşık olmuş.

Abay: Ay’ın suya akseden yansıması.

Abaza: 1. Kuzeybatı Kafkasya’da yaşayan bir halk. 2. Bu halka mensup olan kims

Abbase: Ahmed b. Hanbel’in hanımının ismi. Hz. Abbas’a mensup olan.

Abdar: 1. Sulu, taze. 2. Parlak. 3. Sağlam vücutlu. 4. Nükteli. 5. Zarif, güzel, hoş. 6. Su veren hizmetçi.

Abendam: Güzel vü­cutlu, güzellik.

Abgül: Su gibi berrak ve duru olan gül.

Abıru: Yüz suyu, namus.

Abşar: Şelale

Abucan: Çok güzel dost.

Acar: 1. Becerikli. 2. Atılgan, ele avuca sığmaz. 3. Halk. 4. Yeni, taze

Acarbegüm: Güzel yüzlü, sevimli.

Acarbike: Güzel ve alımlı kadın

Acarhatun: Sevimli, güzel yüzlü kadın

Acem: 1. Açık ve doğru Arapça konuşamayan kimse 2. İran haklarından birine mensup.

Acer: Hz. İsmail (a.s.)´in annesi

Acunbüke: Çok güzel ve cana yakın

Acungüneş: Dünyayı aydınlatan güneş

Acunışık: Dünyayı aydınlatan ışık.

Aça: Ana, analık

Açalya: Açelya

Açanay: Ay gibi ışık saçan

Açangül: Açılan gül çiçeği

Açe: Sumatra adasının en kuzey kısmı. Önceleri burada Açe İslam devleti h

Açelya: Kokusuz çiçekler açan bitki.

Açıl: Büyü, serpil, geliş” anlamında bir söz. Açılmak eylemin­den emir;

Açılay: Ayın şekilleri, yansıması

Açılel: Cömert, paylaşmasını bilen

Açkıngül: Açılmış gül gibi güzel olan.

Ada: Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire

Adacan: Sevimli, cana yakın

Adagül: Adada yetişen gül

Adalet: Hak ve hukuku uygunluk, hakkı gözetmek

Adanır: Adı ünlenen kimse

Adani: Doğurgan, üretken.

Adel: soyluluk, asillik, aristokrasi; soylular, asilzadeler.

Aden: Cennet Bahçesi

Adeviye: 1. İyilik, yar­dımseverlik. 2. Ünlü hanım mutasav-vıfe.İyilikseverl

Adıcan: Adı ile sevilen, adı sevgili, dost olan.

Adıgül: Adını gülden alan

Adıgüzel: Adı beğenilen, hayranlık uyandıran, sevilen.

Adın: ad sözcüğünün tekil ikinci kişi iyelik eki almış hali

Adınur: Adını ışıktan alan, adı ışık saçan.

Adışah: Adını şahtan alan.

Adışık: Adı güzel olan, adı ışık saçan.

Adile: Adaletli, hukuklu kişi

Adin: Cennet.

Adniye: Cennetlik.

Adviye: İyilik yapmak, yardımseverlik.

Afafet: 1. Afiflik, temizlik, temiz olan. 2. Fenalıktan, günah işlemekten kaçınma. 3. Namuslu olmak.

Afat: Afet, tufan. 2. Çok güzel kadın.

Afet: Çok güzel kadın manasındadır.

Afif: 1. İffetli, namuslu, ırz ve namus sahibi kadın. 2. Doğru, haramdan sakınan, yolsuzluğa sapmaz kişi.

Afife: Temiz, namuslu, iffetli.

Afitab: l. Güneş, gün ışığı. 2. Çok güzel, dilber, parlak yüz.

Afitap: Güneş / Çok güzel manalarını taşır.

Afiye: Sağlık, sağlamlık.

Afra: Ayın 13. gecesi, beyaz toprak.

Afret: Kadın. hanım, bayan.

Afşar: Atak, uyumlu

Afşin: Silah, zırh.

Aftabe: 1. Su kabı. 2. Güneş biçiminde yapılan mücevher

Aguş: Kucak.

Ağaça: Melike. 2. Kadın hükümdar.

Ağahanım: Zengin hanım, malı mülkü bol olan hanım.

Ağahatun: Zengin, hatun, varlıklı kadın.

Ağan: Ka.- Akanyıldız, ağma

Ağanbegüm: Göğe doğru yükselen kadın.

Ağbet: Akça yüzlü.

Ağca: Beyaz tenli kadın.

Ağça: Temiz, saf.

Ağgelin: Akça, pakça gelin.

Ağgül: Beyaz gül. 2. Gül gibi saflık taşıyan güzel.

Ağgün: Aydınlık gün.

Ağgünlü: günü aydınlık olan, ak günlü

Ağış: Göğe doğru yükselme, yükseliş.

Ağıt: Ölen bir kimsenin ardından okunan ezgi, söylenen söz

Ahenk: Uyumlu, uyum içinde olan

Ahfa: Kalb, ruh, sır, hafi, ahfa şeklinde sıralanan “letafeti hamse” sonuncusuna verilen ad.

Ahla: Çok tatı. Pek şi­rin.

Ahmer: Kırmızı, kızıl.

Ahra: Daha layık, mü­nasip, uygun.

Ahsa: Arabistan’ın KuveytKatar kısmına verilen isim Erkek ve kadın adı olarak kullanılır

Ahsen: En güzel, en iyi

Ahter: Yıldız.

Ahu: Güzel kadın

Ahucan: Çok güzel dost

Ahueda: Nazlı güzel

Ahuela: Çok güzel gözlü

Ahufer: Göz kamaştıran güzellik.

Ahugöz: Gözleriyle güzelliğini bütünleştiren.

Ahugül: Çok güzel

Ahugüzar: Becerikli güzel

Ahunaz: Nazlı güzel, nazenin

Ahunigar: Resim gibi güzel.

Ahunisa: Çok güzel kadın

Ahunur: Göz kamaştıran güzelliğe sahip olan

Ahuse: Coşkulu güzellik

Ahusel: Çoşkulu güzellik

Ahuser: Güzelliği gözler önünde olan, göz kamaştıran güzellik.

Ahuses: Güzel sesli

Ahusoy: Çok güzel bir soydan gelen.

Ahusu: Su kadar temiz ve güzel olan.

Ahusun: Güzelliği gözler önünde olan.

Ahuşan: Güzelliğiyle şan şöhret sahibi olmuş.

Ahuşen: Güzel ve neşeli.

Ahutan: Tan vaktinin güzelliğine sahip olan.

Ahuten: Çok güzel bir tene sahip olan.

Ahuyar: Güzel sevgili, yar.

Aişe: Zenginlik ve bolluk gören.

Ajda: Çentik, çentikli, filiz.

Ajik: Badem, küçük dal, sürgün, filiz.

Ajlan: Hızlı, çabuk, telaşlı

Akaltan: Hem ak hemde al olan tan

Akaltın: Ak renkte altın, beyaz altın

Akaltun: Ak renkte altın, beyaz altın

Akanay: Yıldız kümesi.

Akanean: Sevgiliye akıp giden can.

Akangün: Hızlıca giden gün.

Akant: Iyi dilekli ant, ak ant, ak yemin

Akanyıldız: geceleri gökte görülen, hızla akıp giden ışıklı gökcismi

Akarsu: Belirli bir yatak üzerinde, yer üstünde ve yeraltında akan su. 2. Tek sıra inciden veya elmastan gerdanlık.

Akartuna: Akıp gitmekte olan Tuna, akar durumdaki Türk; akıncı Türk

Akartürk: su gibi akıp gider durumdaki Türk akıncı Türk

Akasiye: Akasya ağacı ve çiçeği.

Akasma: Beyaz, mavi, morumsu, pembe çiçek veren yabani, tırmanıcı bir bitki.

Akasya: Güzel kokulu çiçekleri olan bir ağaç

Akay: Ayın en parlak hali

Akbacı: Temiz, dürüst, içten.

Akbahar: Baharın güzelliğini temizliğiyle birleştiren.

Akbaşak: ak renkli başak

Akbilge: Alim, bilgili, dürüst kimse.

Akcan: Temiz ve dürüst kişi, candan insan

Akça: Temiz, saf, iyi niyetli kişi. 2. Beyaza yakın renkte olan.

Akçagül: Beyazımsı gül gibi olan kadın.

Akçakiraz: Bir kiraz çeşidi.

Akçan: Temiz, dürüst kimse

Akçasu: Berrak su gibi olan.

Akçay: Berrak, temiz, duru akan çay

Akçıl: Beyazımsı, solgun.

Akçiçek: Ak renkli çiçek, beyaz renkli çiçek.

Akda: Himaye altında olan cariye, kadın, köle.

Akdes: Kutsallığa yakın olan

Akdil: Saf dilli.

Akdolun: Temizliği ve saflığı her zaman için kendinde bulunduran.

Akeda: Nazlı temiz güzel.

Akel: Eli uğurlu anlamında

Akela: Temizliği ve gözlerinin güzelliğiyle herkesi büyüleyen.

Akfer: Beyaz ışık saçan.

Akgül: Beyaz gül

Akgülen: Temizliğiyle, saflığıyla tebessümü yüzünden hiç eksik etmeyen.

Akgün: Işıklı gün

Akgüneş: ak aydınlık Güneş; akça pakça ve güneş gibi aydınlatıcı

Akgüngör: aydınlık, gönençli, dirlik düzenlik içinde bir göresin anlamına bir dilek

Akhanım: Temiz, dürüst, saygıdeğer.

Akışık: Beyaz, parlak ışık.

Akibe: Son bitim.

Akide: Bir şeye inanarak bağlanış. 2. İnanç, din inancı.

Akife: Bir şey üzerinde azimle duran, sabırlı

Akik: Yüzük taşı. 2. Çok değerli olan.

Akile: Akıllı, akıl sahibi, kavrayışlı.

Akipek: İpek gibi yumuşak insan.

Akis: 1. Yankı. 2. Işığın veya bir şeklin bir satha çarpıp orada görünm

Akkadın: Temiz, dürüst ve saygıdeğer kadın.

Akkız: Beyaz kadın.

Akkor: Beyazlaşmış ateş

Akkutlu: Dürüstlüğüyle kutsanmış olan.

Akmar: Aylar, yıldızlar.

Akmer: Ay gibi beyaz (yüz)

Akmeriç: ak, aydınlık meriç

Akmut: ak dilek, ak göneniş

Akmutlu: bütün istek ve özlemleri yerine gelmiş olan; ak gönençli

Aknaz: Nazlı kız.

Aknigar: Beyaz resim.

Aknur: Beyaz, temiz ışık.

Akol: Dürüstlüğünle tanın.

Akören: ak, aydınlık kent kalıntısı

Akpak: Tertemiz, çok dürüst.

Akpınar: Berrak ve temiz su.

Akra: En güzel, en uygun olan

Aksel: Beyaz renkte taşkın su.

Aksen: Sen aksın, kirlenmemişsin, temizsin.

Akses: Sesi aydınlık saçan.

Aksev: Aydınlığı sev, ışık saç

Akseven: Ak rengi seven kimse.

Aksevil: Ak tenli ol ve sevil; akça pakça sevilen kimse.

Aksın: Temiz, doğru, dürüstsün., Akip Gitmek

Aksu: Temiz su gibi.

Aksuna: Güzelliğiyle ilgi çeken

Aksülün: Beyaz tenli.

Akşan: Temizliğiyle bilinen.

Akşen: şen şakrak,

Akşın: Beyaz tenli kadın

Akşin: Beyaz tenli kadın.

Aktaç: Dürüstlüğü ve temizliği nedeniyle şereflendirilmesi gereken. 2. Gelin tacı.

Aktan: Aydınlık, mehtaplı gece.

Akten: Beyaz tenli olan.

Aktolun: Beyaz dolunay. 2. Beyaz ay.

Akülke: Aydınlık ülke, mutlu ülke.

Aküs: Nazik, zarif, çekicilik, cazibe.

Akyar: Beyaz tenli sevgili

Akyıl: Temiz, güzel sene.

Akyıldız: Çoban yıldızı, uğurlu, kutlu yıldız.

Ala: Çok renkli, rengârenk

Âlâ Nur: Yüce yüksek ışık

Aladal: Çok renkli genç.

Alafer: Karışık renkli ışık.

Alagöz: Açık kestane renginde gözü olan.

Alagun: Yazın güneş buluta girdiği zamanki gölgeli hava.

Alagül: Çok renkli gül

Alagülen: Her şeye gülen.

Alagün: Yazın, güneş bulut arkasında kaldığında oluşan gölgeli durum.

Alagüz: Sonbaharın rengini taşıyan.

Alakuş: Karışık renkleri olan kuş

Alamet: 1. İşaret, iz, nişan. 2. Remiz, sembol. 3. Belirti, emare. 4. Çok iri, şaşılacak büyüklükte(meç.).

Alanay: Ayın ışık saçtığı zaman.

Alanaz: Her şeyde nazlanan.

Alangoya: Altın geyik. Ünlü Moğol destanının kut­sal sayılan kadın kahraman

Alangu: Altın geyik. Ünlü Moğol destanının kut­sal sayılan kadın kahraman

Alanur: Yarı ışıklı

Alapınar: Alaca pınar, ala pınar.

Alara: Mitolojide bir yer adı. Prenses manasındadır.

Alarcın: Güzelliğini ateşin kırmızılığından alan

Alases: Çok renkli bir sese sahip olan.

Alasoy: · Çok renkli bir soydan gelen.

Alasu: İyi ve temiz su.

Alaşan: İyi, kaliteli isim.

Alaşen: Keyfi yerinde olan.

Alaten: Teni karışık renkli olan.

Alayar: Renkli sevgili.

Alaz: Alev

Albeni: Çekicilik, güzellik.

Alcan: Can alıcı güzel. Can alan, cesur, yürekli.

Alcık: Yanaklarının pembeliğiyle sevimli olan.

Alçiçek: Kırmızı çiçek

Alçin: Bir küçük kuş.

Aldaş: Her iki yanağıda kırmızı olan.

Aldeniz: Kızıl renkli deniz.

Aleda: Nazlı, kaprisli

Alela: Yanakları kırmızı, gözleri ela olan.

Alev: Ateşin çıkardığı yalım

Aleyna: Esenlik ve güzelliklere sahip, esenlik içinde olan.

Algım: Sevdalı vurgun.

Algın: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun

Algun: 1. Aklı alınmış. 2. Al renginde, koyu ve parlak pem­be. 3. Tümsek, te

Algune: 1. Serap. 2. Allık.

Algül: Kırmızı gül.

Algün: Kırmızı gün

Algüzar: becerikli, allı kadın.

Alım: Cazibe, gözü, gönlü çeken güzellik. 2. Kurum, çalım, gurur.

Alime: Çok okumuş, bilgin, aydın kadın.

Alin: Yükselen ışık, ışığın kaynağıdır.

Alipek: Al renkli ipek.

Alisa: Asil soydan olan

Aliya: Kızların güzeli, sultani, güçlüsü.

Aliye: Yüce olan

Alize: Tropik bölgelerde esen rüzgâr

Alkım: Gökkuşağı

Alkış: Birini Övme

Alkız: Kırmızı yanaklı, sağlıklı kız

Alköz: Kırmızı ateş.

Allı: Al renkli, al renge boyanmış.

Allıbahar: Al rengine bürünmüş bahar çiçekleri.

Allıcan: Al renkli yürekten dost

Allıçiçek: Al renkli çiçek.

Allıgül: Al renkli gül. 2. Kırmızı gül.

Allıgülen: Gülüşünde sıcaklık hissedilen

Allıgün: Al rengine bürünmüş gün.

Allıgüz: Al rengine bürünmüş sonbahar.

Allıı: Al renkli, al renge boyanmış.

Allıkız: Sağlıklı, al yanaklı kız.

Allınaz: Kırmızılara bürünmüş nazlı güzel.

Allınur: Al renkli ışık saçan.

Allısu: Al rengine bürünmüş su.

Allışan: Kırmızılara bürünmesiyle tanınan.

Allışen: Sıcak kanlı.

Allıtan: şafak vaktinin kızıllığı gibi güzel olan.

Allıten: Al renkli bir tene sahip olan.

Almabanu: Hanımefendi, prenses.

Almagül: Gül gibi güzel.

Almıla: Almak.

Almila: Al elma.

Almina: Al elma.

Almira: Ay tutulması esnasında ayın çevresinde görünen kızıllık.

Alpike: Kahraman kraliçe

Alpnur: Yiğit, cesur, yürekli, güzel kadın.

Alsan: Ün al, adın duyulsun.

Alseven: Mutluluk duyan.

Alsevin: Mutluluk duy.

Alsu: Al renkli su.

Alsuda: Suya yansıyan ay ışığı.

Alsun: Güzelliğini sunan.

Alşan: şanlı şöhretli, namlı.

Altaç: Al renkli taç.

Alten: Al renkli tene sahip olan.

Altın: Parlak, işlenebilen, değerli bir maden

Altın (Altun): Değerli bir metal (Paslanmayan, en iyi iletken)

Altınay: Üstün nitelikli, değerli kimse.

Altınbaşak: Değerli kişi.

Altınbike: Altın gibi değerli kadın.

Altınçiçek: Üstün nitelikli, değerli kadın.

Altındal: Gelecek vaat eden genç

Altıngül: Üstün nitelikli, değerli kadın.

Altınhanım: Üstün nitelikli, değerli kadın.

Altınışık: Işığın en güçlü anı.

Altınışın: Işığın en güçlü anı.

Altınız: Işığın en güçlü anı.

Altıniz: Değerli yol.

Altınsaç: Sarı saçlı kadın.

Altıntaç: Altından taç.

Altun/ Altın: Değerli bir metal (Paslanmayan, en iyi iletken)

Altuna: Kırmızı akan Tuna Irmağı.

Aluçe: Alıç, yeşil erik.

Alun: En yüksek melekler topluluğunun adıdır.

Alüze: Gamlı, kederli.

Alya: Yüksek yer, yükseklik, gök

Amade: Hazır, hazır olmak

Amber: 1. Güzel koku. 2. Güzellerin saçı.

Amelya: Çalışkan, gayretli.

Amile: Bir işi yapmakla yükümlü olan.

Amine: Gönlü emin, kalbinde korku olmayan.

Amira: Emir veren prenses, yönetici kadın

Amiran: miran

Amire: Buyuran, emreden. ·2. Bir işte emir verme yetkisinde olan.

Amre: Yaşam süren, yaşayan.

Anabacı: Anne ve kız kardeş.

Anabörü: Dişi kurt.

Anahanım: Anne olmuş kadın.

Anakadın: Anne olmuş kadın.

Anakız: Anne ve kız.

Anar: Anımsar, hatırlar.

Anargül: Anımsayan, hatırlayan güzel kadın.

Anber: Güzel kokulu, kül rengi madde.

Andaç: Anılar, hatıralar

Andelip: Bülbül.

Anı: Yaşanmış olaylardan belleğin sakladığı.

Anıl: 1. Anılmak eylemi. 2. Meşhur, ünlü. 3. Hatırlanan.

Anife: 1. Sert, şiddetli. 2. Haşin. 3. Geçmişte, pek yakında, burnun ucu denecek kadar yakından gecen. 4. Biraz önce, belirtilen, bahsedilen.

Anisa: Cana yakın.

Anka: Kaf Dağı’nda bulunduğu söylenen masal kuşu

Apak: Bembeyaz, çok ak, çok temiz.

Aral: Birbirine yakın adalar topluluğu.

Aram: Sakin, huzurlu.

Aramcan: 1. Gönül rahatı. 2. Sevgili, sevilen güzel.

Arasti: Süslü, hazırlanmış

Arca: Temiz, namuslu.

Arcan: Candan, namuslu dost.

Ardal: Çevresine saygılı olan.

Ardıç: Güzel kokusu ile bilinen bir ağaç türü.

Arefe: Herhangi bir zamandan, bir önceki zaman, önceki gün.

Aren: 1. Çölde bulunan en parlak ve gösterişli kum. 2. Çöl kumu. 3. Parlak kum tanesi.

Argana: Akıllı, bilgili.

Argül: Gençliğini ve güzelliğini koruyan.

Argüzar: Becerikli ve güzel kadın

Arıçel: Barış elçisi.

Arıel: Temiz, dürüst çalışan, hilesiz.

Arın: Katışıksız, temiz, kirden uzak

Arife: Bilgi sahibi zarif kadın

Arjin: Yaşam ateşi.

Arkay: 1. Yükselen.2. Çeşitli yönlere doğru çıkık bir durumda olan.

Armağan: Hediye, ödül

Arman: 1. Özlem, hasret. 2. Pişmanlık, teessüf.

Armanç: İdeal, ülkü.

Armina: Cesur, yürekli.

Armine: Emine. 2. Korkusuz, yürekli.

Armoni: Ses uyumu.

Arnisa: Namuslu kadın

Arrafe: 1 Falcı, kahin. Müneccim. 2. Hekim. 3. Göçebe Arap aşiretlerinin örfe vakıf umumi bilgileri.

Arsal: Namusuyla övünen.

Arsay: Çok saygın kadın.

Arsel: Çok coşkulu kadın.

Arsen: Kurtuluş, özgürlük

Arser: Gözler önünde olan.

Arsima: Yüzü ay gibi parlak, nurlu, uğurlu olan.

Arsoy: Çok namuslu bir soydan gelen.

Arsu: Su kadar berrak

Arsun: Yüreğindeki temizliği yansıtan.

Artaç: Arkadaş, meslektaş, dost.

Artanç: İnce ruhlu, duyarlı, sanatkar.

Artemis: Eski Yunan Tanrıçalarından biri, bereketin, ormanların ve dağların tanrıçası.

Artukmaç: Güzide, benzersiz.

Arukız: Sevimli kız, güzel kız.

Arüsek: 1. Gelin, küçük gelin. 2. Bebek gibi güzel kız. 3. İşlemecilikte kullanılan yeşil parlak sedef. 4. Ateş böceği. 5. Küçük bir mancınık çeşidi.

Arva: En güzel kadın

Arven: Akşam yıldızı, güzellik, tazelik.

Arya: Operada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı

Arziye: Toprakla ilgili, topraktan yetişen.

Arzu: İstek

Arzucan: Candan isteyen

Arzucuk: Candan sevilen.

Arzuela: Güzel gözlü kız.

Arzufer: Çevresine ışık saçan.

Arzugül: İstenilen, beğenilen gül.

Arzugülen: Sürekli tebessüm etmesi temenni edilen.

Arzugüzar: Yetenekleriyle her işin üstesinden gelmeye çabalayan. .

Arzuhan: İsteklerin efendisi.

Arzula: İste, heves et.

Arzum: İsteğim dileğim, hevesim.

Arzuman: 1. İstek, bahşiş. 2. Emel, heves, meyi. 3. Özlemek, müştak olmak. “Arzum” olarak da kullanılır. Meşhur halk hikayelerinde Kamber’in sevgilisi.

Arzunaz: Naz yapan, nazenin.

Arzunur: Yüreğindeki güzelliği dışarı saçan.

Arzusal: Kendini kanıtlamaya çabalayan, uğraşan.

Arzusel: Coşkulu istek.

Arzusoy: Meraklı bir soydan gelen.

Arzusu: Özünü içtenlikle dışarı vuran.

Arzuyar: İstekli sevgili.

Asalbegüm: Gerçek hanımefendi.

Asalbike: Gerçek hanım, gerçek güzel.

Asalet: Soyluluk. 2. Bir görevi yüklenmiş olan, o görevin sahibi olan kimse.

Asel: Cennetteki 4 ırmaktan biri, bal ırmağı.

Asena: Dişi kurt, güzel kız

Asfer: Yüzü soluk olan.

Asgar: En küçük, daha küçük.

Asıfe: Şiddetle esen rüzgar. Kur’an’da Yunus 22, İbrahim 18 ve En’am suresi 81. ayetlerde geçer.

Asılsay: Çok saygın bir aileden gelen.

Asılsu: Geçmişi su gibi berrak ve temiz olan.

Asılsun: Geçmişini gözler önüne seren.

Asılşah: Kudreti geçmişinden gelen.

Asılşen: Durmaksızın tebessüm eden.

Asıltan: Tan vakti kadar etkileyici ve romantik olan.

Asılyar: Gerçek sevgili.

Asılyel: Gönül dostu.

Asıma: Temiz, namuslu, sağlam karakterli

Asi: Başkaldırıcı, dikbaşlı.

Asilay: Ay gibi asil olan.

Asile: asi: le

Asime: İffetli, günahtan, haramdan çekinen.

Asime/Asıma: 1. Günahtan, haramdan çekinen. 2. Namuslu, iffetli.

Asimegül: Günah ve haramdan sakınan gül yüzlü.

Asiye: İsyankâr, üzüntülü

Aslı: Esası, özü olan

Aslıcan: Aslı ve can isimlerinin birleşimi ile oluşur. Esas can manasındadır.

Aslıcık: Kendine benzeyen, sevimli

Aslıdaş: Birbirine benzeyen.

Aslıgül: Kökü gül çiçeğinden gelen, özünde gül olan.

Aslıgülen: Çok neşeli olan.

Aslıgüz: Sonbaharın hüznünü yaşayan.

Aslıgüzar: Yeteneği doğuştan olan.

Aslıhan: Kökeni soylu han soyundan

Aslıkan: Geçmişini kendi iradesinde barındıran.

Aslım: Soyum sopum, kökenim; benim olan Aslı anlamlarını taşır.

Aslınaz: Nazlı olması geçmişinden gelen

Aslınur: Esası ışık olan.

Aslısel: İçi içene sığmayan, coşkulu

Aslısın: Geçmişi gözler önüne seren

Aslısoy: Çok büyük bir geçmişi olan.

Aslısu: Geçmişi su kadar temiz olan

Aslışan: şanı şöhreti geçmişinden gelen.

Aslıtan: Tan vakti kadar etkileyici ve romantic olan

Aslıten: Ağır başlı olan

Aslıyar: Gerçek sevgili

Aslıyel: Gönüldostu

Aslin: Eski ermenilerdeki bir kraliçenin adı

Asliye: Asılla, temelle ilgili olan.

Asma: Dalları çardak üzerine yayılan bitkilere genel olarak verilen ad 2. Belirli bir tür üzüm veren bitki.

Asmin: Yüksek dağlarda yetişen nadir bir çiçek adıdır.

Asrin: Bu çağa ayak uyduran, çağdaş bir insan.

Asu: Asi, isyankar

Asucan: Yerinde duramayan, hınzır çocuk

Asudal: Genç, afacan

Asudaş: Aynı düşüncede olan.

Asude: Sessiz, sakin dinlendirici

Asuela: Ela gözlü, yaramaz

Asufer: Işık saçan afacan.

Asugül: Hırçın gül.

Asugün: Hırçın çocuk.

Asugüz: Sert geçen sonbahar.

Asugüzar: Karakteri hırçın olan.

Asuhan: Gücünü hırçınlığıyla gösteren.

Asuman: Gökyüzü.

Asunaz: Nazlı yaramaz.

Asunur: Hırçınlığını dışarı vuran.

Asusoy: Hırçınlığı soyundan gelen.

Asutan: şafak vaktinin romantik hırçınlığı.

Asuten: Kızgınlığını belli eden.

Asuyar: Hırçın sevgili.

Asuyel: Sert rüzgar.

Asya: Yeryüzünün anakaralarından (kıta) birinin adı

Aşına: Bildik, tanıdık.

Aşikane: Belli etmeye çabalayan.

Aşikar: Meydanda olan apaçık.

Aşikare: Açıkça, belli ederek saklamadan.

Aşina: Bildik, tanıdık.

Aşk: Sevgi ve tutkuyla bağlılık

Aşkım: Sevdiğim, sevgilim

Aşkın: Aşmış, ileri, üstün

Aşkınay: Dolunay.

Atagül: Ataların anısı olan gül gibi güzel.

Atasagun: Eski Türklerde hekimlere verilen isim.

Atıfa: İlişkili bulma.

Atıfe: iyimserlik. 2. Sevgi, acıma.

Atıfet: iyimserlik. 2. Sevgi, acıma, içtenlik.

Atican: Taçlar.

Atike: Güzel kız.

Atiye: Armağan, hediye.

Atiyye: Bahşiş, hediye.

Atlas: 1. Üstü ipekten, altı pamuktan kumaş. 2. Büyük harita. 3. Köse, tüysüz.

Atsan: Susuz, susamış, teşne.

Attab: Yumuşak huylu. Sertlik yanlısı olmayan. Uyumlu. Attab b. Esid. Sahabeden. Mekke valiliği yapmıştır. Rasulullah tarafından atanmıştır.

Atufet: Şefkat, merhamet.

Atüfet: şefkat, merhamet, lutuf.

Atyeb: Çok güzel, pek güzel.

Aura: Canlı varlıkların enerji bedenine verilen isimdir. Ruhsal olan gözle görülemeyen nurdur.

Aurora: Kutup ışıması. Güneşten gelen yüklü parçacıkların dünyanın manyetik kutuplarında oluşturduğu ışımaya verilen isimdir.

Avgan: Mavi, gök mavisi, deniz mavisi.

Avi: Su rengi, sulak, suya ait.

Aviye: Temiz, pak.

Avniye: Yeniçeriler tarafından ve daha sonra Sultan Mecid ve Sultan Aziz zamanlarında giyilen bir çeşit yağmurluk. Yardım etmiş. Yardımla ilgili anlamlarını taşır.

Avsır: şelale.

Avsün: Efsun, kutsama.

Avşar: 1. Oğuz Türklerinin boylarından biri.

Avunç: Teselli bulma, avunma.

Avüba: İklim, mevsim.

Avzer: Yaldız, parlak, süs,

Awaz: Beste, bestekar, ses, nida.

Ayaça: Sevgili hanım, sevgili kibar hanım.

Ayal: .Eş, hanım, zevce.

Ayaltın: Altın gibi parlak ay.

Ayan: Sözü dinlenen saygın, otoriter kadın.

Ayande: Çağdaş, 2. şimdiki, güncel.

Ayanfer: Bir yerin çok gözde olan kişileri, ileri gelenleri.

Ayas: 1. Dolunay. 2. Mehtap.

Ayasun: Ay kadar güzel.

Ayaz: 1. Duru ve sakin havada çıkan kuru soğuk. 2. Açık, bulutsuz hava. 3. Aydınlık, ışık. 4. Mehtap.

Aybahar: Ay kadar güzel, bahar kadar romantik.

Aybanu: Ay gibi güzel ve parlak hanımefendi.

Aybek: Put, sanem. İsim olarak kullanılmaz.

Ayben: Ben Ay gibi güzelim anlamında

Aybeniz: Ay gibi parlak tenli, ay benizli

Ayber: Ay meyvası.

Aybige: Büyük ay, dolunay.

Aybike: Ay gibi güzel ve el değmemiş kadın.

Aybiken: Eski Türk hükümdarlarından birinin hanımının ismi.

Aybirgen: Ay veren, ay sunan.

Aybüke: Ay gibi güzel kız.

Ayca: Ayın ilk dördünde aldığı yay biçimi, hilal.

Aycadır: Ay gibidir.

Aycagül: Ay gibi parlak olan güzel.

Aycahan: Ay gibi parlak olan güzel.

Aycan: İçi aydınlık

Aycennet: Ey cennet!” anlamında kullanılan bir ad.

Ayceren: Ay gibi güzel ve parlak ceylan.

Aycihan: Cihanı aydınlatan ışık.

Ayça: Aya benzeyen, ayın hilal hali.

Ayçağ: Ay gibi parlak çağ.

Ayçan: Ay gibi aydınlık kişi.

Ayçıl: 1. Ay gibi sürekli ışık ve parıltı yayan.

Ayçiçek: iri ve sarı renkli çiçekleri olan tohumlarından yağ çıkartılan bitki. 2. Ay gibi saf ve çiçek gibi masum.

Ayçil: “Ayçıl” isminin bir başka söyleniş biçimi.

Ayçin: Ayçın, ay gibi, aya benzer

Ayda: Bir bitki adı

Aydacan: Candan, sevecen güzel.

Aydafer: Ay ışığını yansıtan.

Aydagül: Ayda, her ay gül anlamına bir dilek.

Aydagün: Geceyle gündüzü birleştiren.

Aydagür: Coşkulu kişi.

Aydan: Ay kadar güzel.

Aydanay: Ay’dan daha beyaz, daha parlak, daha ışıldayan.

Aydanaz: Nazlı güzel, nazenin.

Aydanur: Ay ışığı gibi.

Aydasoy: Ay kadar güzel bir soydan gelen.

Aydasu: Güzelliği ve saflığı yüreğinde taşıyan.

Aydasun: Güzelliğin ve saflığın örneği olan.

Aydaşan: Güzelliğiyle ünlenmiş olan.

Aydaşen: Güzel ve de şen şakrak olan.

Aydeniz: Hem ay hem de deniz

Aydenk: Ay kadar güzel.

Aydın: 1. Aylı gece, mukmin. 2. Aydınlık, ışıklı, parlak, ruşen, ziyadar, münevv3. Açık, belli, ortada, vazıh, aşikar, bahir. 4. Kutlu, uğurlu, mübarek, mesut. 5. Okumuş, kültürlü ileri fikirli, münevvKılıçarslanın hanımının ismidir. Erkek ve kadı

Aydınay: 1. Aylı gece, mukmin. 2. Aydınlık, ışıklı, parlak, ruşen, ziyadar, münevv3. Açık, belli, ortada, vazıh, aşikar, bahir. 4. Kutlu, uğurlu, mübarek, mesut. 5. Okumuş, kültürlü ileri fikirli, münevvKılıçarslanın hanımının ismidir. Erkek ve kadı

Aydil: Ay gibi açık sözlü.

Aydilek: Parlak, aydınlık dilek, iyi dilek güzel dilek.

Aydinç: Ay gibi dinç olan.

Aydoğdu: Doğmakta olan ay. Ay doğdu Bey. Ertuğrul Gazi’nin oğlu veya torunu (1302).

Ayduru: Ay gibi duru, parlak ve lekesiz olan.

Ayeda: Nazlı güzel.

Ayela: Güzelliği gözlerinde yansıyan.

Ayevi: Ay çevresinde oluşan ışık çemberi

Ayfer: Ay gibi ışık saçan.

Aygen: Gönül arkadaşı

Aygönül: Güzel gönüllü

Aygücan: Güzel ve yürekten kişi.

Aygül: Ay gibi güzel ve parlak renkli.

Aygülen: Tebessümünü yüzünden hiç eksik etmeyen.

Aygüler: Tebessümünü yüzünden hiç eksik etmeyen.

Aygün: Hem ay, hem gün

Aygünaz: Nazlı güzel.

Aygüner: Ay gibi güzel ve korkusuz olan.

Aygünur: Işık saçan güzel.

Aygüsoy: Yürekli insanların soyundan gelen.

Aygüsu: Güzelliği ve saflığı karakterinde olan.

Aygüzar: Güzelliğini ve yeteneğini birleştirmiş olan.

Aygüzel: Ay kadar güzel olan.

Ayhanım: Ay kadar güzel ve saygıdeğer olan.

Ayhatun: Ay kadar güzel ve saygıdeğer olan.

Ayışığı: Ay ışığı.

Ayilkin: İlk çocuklara takılan isim.

Aykal: Ay gibi parlak ve ışıklı kal

Aykaş: Kaşları ay gibi hilal olan.

Ayke: Sık koruluk.

Aykız: Ay gibi güzel yüzlü kız

Aykut: Kut getiren Ay, uğur getiren Ay, kutlu Ay.

Ayla: Ayın çevresindeki hare.

Aylan: Ay gibi güzel değerlere sahip olan

Aylin: Ayın çevresinde görülen ışıklı daire.

Aylis: Cennette bir bahçe, ay parçası.

Ayliz: Ay parıltısı.

Aymina: Cennette ki en güzel hurinin adı.

Aymira: Ay tutulması sırasında ayın etrafında görülen kızıl renk.

Aynamelek: Melek gibi, melek görünüşlü kadın.

Aynaz: Nazlı güzel.

Ayndilge: Pınar, su, kaynak. Antakya Halep arasında, Suriye sınırına çok yakın bir yerde bulunan kaynak su. Tarihte bu kaynak dolayısıyla önemli yerleşim bölgesi olmuştur.

Aynıfer: Gözün ışığı.

Aynıhayat: Hayatın gözü, hayat pınarı.

Aynigar: Resmedilecek kadar güzel olan.

Aynisa: Çok güzel kadın.

Ayniye: 1. Yeniçeriler tarafından ve daha sonra Sultan Mecid ve Sultan Aziz zamanlarında giyilen bir çeşit yağmurluk. 2. Yardım etmiş. Yardımla ilgili.

Ayniyet: Aslının aynısı olma, özdeşlik.

Aynşems: 1. Güneş kaynağı. 2. Mısır’da bir kasaba. 3. Bir cins değerli taş.

Aynur: Ay gibi ışıklı.

Aypare: Ay parçası

Ayper: Ay parçası, Tek ay

Ayperi: Peri kızı gibi.

Aypınar: Hem ay, hem pınar.

Ayral: Benzerlerinden farklı olan, kendine özgü, değişik

Ayris: Ay ışığının kumsaldaki parıltısı.

Aysal: Ay gibi olan güzelliğiyle nam salmış olan.

Aysan: Ay gibi, ay yüzlü

Aysar: Ayın evrelerine göre huyu değişen kimse

Ayse: Rahat yaşam süren, yaşayan.

Aysel: Ay kadar parlak.

Aysema: Ay gibi parıldayan yüz

Aysen: Ay gibi güzel.

Ayser: Ay ışığı, Parlaklık, aydınlık.

Ayseren: Güzelliğini gözler önüne seren

Aysev: Çok seven.

Ayseven: Ay gibi güzel ve sevgi dolu

Aysever: Ay gibi güzel ve aydınlık sever.

Aysevil: Ay gibi güzel ve sevilen.

Aysevim: Ay gibi güzel ve sevimli.

Aysıl: Aya benzeyen.

Aysın: Sen aysın, ay kadar güzelsin

Aysima: Yüzü ay gibi parlak, nurlu, ışıklı

Aysoy: Çok güzel bir soydan gelen.

Aysu: Ay gibi parıltılı ve su gibi berrak

Aysuda: Güzelliği suya yansımış olan.

Aysun: Ay gibi güzel ve parlaksın.

Aysuna: Su gibi berrak ay.

Aysunar: Güzellik timsali.

Aysunay: Ay gibi ışık saçar,

Ayşan: Güzelliğiyle ünlenmiş olan.

Ayşe: Rahat ve huzur içinde yaşayan

Ayşecan: Neşe ile yaşayan.

Ayşegül: Güler yüzlü, rahat ve huzurlu.

Ayşehan: Egemen olarak yaşayan.

Ayşem: Ay ışığı – Benim Ayşem

Ayşen: Ay gibi neşeli, parlak ve aydınlık.

Ayşenur: Işıklı hayat

Ayşıl: Ayın ışıltısı gibi ışıl ışıl.

Ayşil: “Ayşıl” isminin bir başka söyleniş biçimi.

Ayşim: “Ayşin” isminin bir başka söyleniş biçimi.

Ayşin: Ay gibi, aya benzeyen.

Ayşirin: Güzelliği ve sevimliliği benliğinde olan.

Ayşule: 1. Ay kıvılcımı. 2. Ay ışığı.

Aytan: Ayın battığı, günün açtığı an.

Ayten: Parlak tenli.

Aytu: Ay’a benzeyen tuğlu.

Aytuna: 1. Çok bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli. 4. Karaor-manlardan doğan, Karadeniz’e dökülen, Avrupa’nın Volga’dan sonra en uzun ırmağı.

Aytunca: Balkan Yanmadası’nda Meriç ırmağının kolu.

Aytül: Narin güzel.

Ayyüksel: Yükselen ay.

Ayza: Ay gibi güzel yüzlü kız.

Ayzer: 1. Altın renginde ay. 2. Ay’ın altın rengini aldığı an.

Azade: Başı boş, serbest, özgür

Azahi: Özgürlük, hürriyet

Azel: Hür, Serbest

Azime: Kesin kararlılık, sebat.

Azimet: 1. Kuvveüi bir iradeye dayanan karar, yemin anlamına gelmektedir. 2. Herhangi bir kolaylığa başvurmaksızın bütün güçlüklerin irade gücüyle yenilerek yapılması gerekli olan dini vecibeler.

Azize: Onur sahibi yüce, ermiş.

Azmidil: Gönül yüceliği.

Azmiye: Niyetli, kararlı

Azra: Üstünde yürünmemiş kum.

Azref: 1. Çok zarif, en zarif. 2. Çok zeki.

Azze: 1. Dişi ceylan yavrusu 2. Ceylan kadar zarif. 3. Yüce, onurlu.

‘B’ İle Başlayan Kız Bebek İsimleri ve Anlamları

Bacı: 1. Büyük kız kardeş, abla. 2. Kız kardeş.

Bacım: benim kız kardeşim

Bade: Şarap, aşk, sevgi

Badegül: Bade ve gül kelimelerinin birleşiminden meydana gelmiş bir isimdir.

Badem: Gülgillerden ülkemizin her bölgesinde yetişen ağaç türüdür, bu ağacın yaş ve kuru yenen meyvesine verilen isimdir.

Badiye: Bad-i, e – ye

Bağdagül: Bahçedeki gül.

Bağdat: Irak’ın başkenti

Bağış: 1. Bağışlanan şey, ihsan. 2. Sıçrayış, atlama.

Bağlam: 1. Cinsleri ayrı ya da birbirlerine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, deste. 2. Bir koşuttaki dörtlüklerin herbiri. 3. Herhangi bir olayda, olaylar durumlar ilişkiler örgüsü ya da bağlantısı. 4. Dilbilgisinde, önce veya sonra gelen k

Bağlan: Birisini sev ve her zaman sadık ol

Bahamra: İrak’ta bir yer.

Bahanur: Bir şeyin değeri, bedeli.

Bahar: İlkbahar.

Baharcan: Genç ve candan dost

Bahargül: Bahar gülü

Bahariye: Divan edebiyatında bahar tasviriyle başlayan kaside

Baharnaz: Genç ve nazlı

Baharsu: Genç ve saf olan

Baharsun: Gençliği ve saflığıyla örnek olan

Bahira: 1. Kulağı yarık dişi deve veya koyun. Hayvan yavru doğurduğunda veya 5 yavru dişi olduğu zaman hayvanın kulağı kesilerek belirtilirdi. Kur’anı Kerim, bu adetleri kaldırmıştır.

Bahire: Ba-hire

Bahise: Ba:hise

Bahiye: Şehvetli kadın. İsim olarak kullanılmaması uygundur.

Bahriye: Deniz ile ilgili.

Bahtınaz: Nazlı bir karaktere sahip olan

Bahtınur: Talihi ile ışık saçan

Bahtıser: Talihli, şanslı, iyi yazgılı olan.

Bahtışen: Neşeli, şanslı bir kadere sahip olan

Bahtiser: Talihli, şanslı, iyi yazgılı. İşleri başından beri iyi giden.

Bahtiyar: Mutlu, talihli, Hayatından memnunolan

Bakanay: Gökyüzünde duran ay, açık seçik.

Bakinaz: Sürekli nazlanan, çok nazlı.

Bakiye: Arta kalan

Bakyazı: Sevilen bir olaydan sonra verilen ziyafet.

Bala: Yavru, çocuk

Balaca: bala, ufacık küçücük küçük ve güzel

Balahanım: Küçük hanım

Balahatun: Üstün, asil kanlı. Değerli soy mensubu. Balahatun

Balahun: Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Gazi’nin ikinci karısının adı

Balamir: Ünlü bir Türk kağanı.

Balca: Bal damlası

Balcın: 1. Bal’a doymuş. 2. Çok tatlı, bal gibi.

Baldan: Bal gibi tatlı, şirin ve güzel olan.

Balgın: 1. Bal’a doymuş. 2. Çok tatlı, bal gibi.

Balhan: Hazar denizi sahilinde Anuderyanın eski yatağının denize vardığı yerde bir dağ silsilesi.

Balı: Parıltı, ışıltı

Balım: Bal, şeker.

Balın: Yar, sevgili

Balkan: Sarp ve geniş ormanlıklarla bezeli sıradağlar.

Balkı: 1. Parıltı, ışık. 2. Güzel parlak, süslü. 3. Şimşek.

Balkın: Pırıldayan, parlak

Balkız: Bal kadar tatlı kız

Ballı: Şirin, güzel, tatlı dilli.

Balsarı: Sarışın.

Balsu: Tatlı su

Balşeker: Bal gibi tatlı olan.

Banu: Kadın, prenses

Banugül: Ev kadını, bayan

Banuhan: Hatun hükümdar

Barcin: Bir tür ipekli kumaş.

Barçın: Süslü ipek kumaş, Türkleri yöneten yedi kadın hakandan üçüncüsünün ismi

Baria: Güzel, tam, mükemmel, üstün.

Barika: Işık, parıltı, şimşek yıldırım parıltısı

Barkan: 1. Çöllerde rüzgarın esme yönüne dikey doğrultuda oluşan ay biçimindeki küçük kumsal külle. 2. Hareketli kumul.

Basıra: 1. Gören, görücü. 2. Görme gücü, görüş. 3. Göz.

Basiret: 1. Uzağı görme, seziş, sezgi, uyanıklık. 2. Anlayış, kavrayış.

Basriye: Görme ile ilgili olan.

Başak: Tahılların tanelerinin bulunduğu kısım

Başar: Başarılı ol anlamında

Başaran: yapacağı işte başarıya ulaşan işi gereken biçimde bitiren, yapan, Amacına ulaşan; becerikli

Başarı: başarmak eylemiyle ortaya konulan iş, başarılan iş

Başay: Birinci, ilkay.

Başçık: Çiçeklerin erkek organlarında çiçek tozunu taşıyan torbacık.

Başgöze: akarsuyun çıktığı yer

Batı: Güneşin battığı yön ve bu yöndeki ülkeler.

Batıgül: Batı’da açan yetişen gül.

Batıhan: Güneşin battığı yön ve bu yöndeki ülkeler.

Bayca: Zengin, varlıklı.

Bayça: Zengin, varlıklı.

Baylan: 1. Nazlı, şımarık. 2.Bayla büyüdü bir dediği iki edilmedi.

Bayzar: Aydınlık, ışıltı.

Bedahşan: Amuderya’nın kaynağı olan Perc’in yukarı mecrasının sol sahilindeki dağlık memleket.

Bedahşi: Amuderya’nın kaynağı olan Perc’in yukarı mecrasının sol sahilindeki dağlık memleket.

Bedel: 1. Değer, kıymet. 2. Bir şeyin yerine verilen, yerini tutan şey, karşılık.

Beder: 1. Süs, bezek. 2. Nakış, kumaş nakışı.

Bedia: Güzellik, üstün değerli olan.

Bediha: Beğenilen, takdir edilen.

Bedihe: 1. Başlangıç. 2. Güzel söz.

Bedil: Candan, gönülden

Bedinur: Güzellik, üstün değerli olan kadın

Bediran: 1. İşleri kötü idare eden. 2. Çapkın kadın.

Bedirnisa: Ay gibi güzel kadın.

Bedis: 1. Süs, bezek; nakış. 2. Resim, heykel, şekil. bk. Bediz

Bediz: Açık, belli, görünen; süs bezek, bediş.

Bedran: Hoş, latif.

Bedreka: Kılavuz, yol gösterici.

Bedreke: Yol gösteren, kılavuz.

Bedriye: Ayın on dördüncü geceki haliyle ilgili.

Bedrunnisa: Dolunay yüzlü kadın.

Begüm: Hanımefendi.

Begüm / Begün: Saygıdeğer kadın

Begün/ Begüm: Saygıdeğer hanımefendi

Behice: Güleryüz.

Behin: İyinin iyisi

Behire: 1. Hayırlı ve iyiliksever, soylu kadın. 2. Şişmanlık yüzünden yür

Behiye: Güzel, hoş, çekici

Behmar: Çok ziyade, fazla.

Behnane: 1. İyi huylu kadın. 2. Güler yüzlü kdaın.

Behra: Onun için, ondan dolayı, onun sayesinde.

Behrem: Asfur çiçeği kırmızı gül.

Bekem: sağlam, dayanıklı kırmızı boya ağacı

Beken: Dayanıklı, güçlü.

Bekriye: 1. Her şeyin evveli, ilk çocuk. 2. Genç ve taze kız. 3. Dişi deve yavrusu.

Belçim: Çim yaprağı.

Belçin: Dağ gülü.

Belde: Memleket, şehir, kasaba

Belemir: Peygamber çiçeği, mavikantaron olarak bilinen çiçek

Belen: İki dağ arasından geçen yol, geçit; tepe, yüksek yer, üzeri yassı tepe.

Beler: beleme işini yapar, çocuğu kundaklar, sarar sarmalar anlamında bir ad;

Belfin: Kar tanesi

Belfü: Kar tanesi

Belgi: İşaret

Belgin: Kesin, tam, kusursuz.

Belgün: Aydınlık gün

Belhi: Belh şehrine mensup (Afganistan).

Belik: Saç örgüsü

Belin: Korku, şaşkınlık, hayret

Belinay: Ayın gölün yüzeyine yansıması, peygamber çiçeği.

Belis: Aşkın ilk meyvesi.

Belit: Kendiliğinden apaçık ve bundan dolayı öteki önermelerin ön dayanağ

Beliz: İşaret ve iz.

Belkıs: Efsanevi kraliçe

Belma: Uysal, sakin.

Belmen: Çok güzel kadın.

Belur: Billur, billurdan olan

Benal: ben-al

Benan: Parmakla gösterilecek kadar güzel.

Benay: Çok güzel, ay yüzlü, ay gibi parlak.

Bende: 1. Bağlanmış kimse, tutsak. 2. Kul, köle. 3. Yürekten bağlı. 4. Büyük aşkla seven.

Benek: 1. Herhangi bir şey üzerindeki ufak leke, nokta. 2. Güneş lekeleri yör

Benevşe: 1. Menekşe. 2. Mor renk.

Bengi: Sonsuz

Bengigül: Sonsuza dek güzel olarak kalacak olan.

Bengisu: İnsana ölmezlik verdiğine inanılan su, Abı – hayat

Bengu: Ebediyet.

Bengü: Sonsuz, ebedi, sonu olmayan.

Bengühan: Hükümdarlığı sürekli olan.

Bengül: Gül gibi

Benian: “Beni anımsa” anlamında kullanılan bir ad.

Benice: Ölümsüz, sonsuz

Beniz: Yüz

Benli: Vücudunda ben bulunan.

Benligül: Vücudunda ben olan güzel.

Benna: Yapı yapan, mimar, kalfa, dülger.

Bennu: Hayali bir kuş.

Bennur: Ben nur gibi parlak ve güzelim anlamında kullanılan bir ad.

Bensu: Su gibi aziz benlik

Berca: Yerinde tam doğru ve münasip. Kadın ve erkek adı olarak kullanılabilir.

Berce: Şiirdeki en anlamlı, en kolay anlaşılır, en güzel dize

Berceste: 1. Seçilmiş, beğenilmiş. 2. Hoş, güzel.

Bercis: 1. Jüpiter gezegeni. 2. Çok süt veren deve.

Berçin: Toplayıcı.

Bereket: 1. Bolluk. 2. Meymenet, saadet, mutluluk, Allah vergisi.

Beren: 1. Güçlü, kuvvetli 2. Akıllı, zek, . 3. Tanınmış, ünlü.

Berfin: Kar gibi beyaz.

Berfu: Kar tanesi.

Bergin: Güçlü, sağlam.

Bergüzar: Anılmak için verilen şey.

Bergüzin: Seçkin, beğenilmiş makbul.

Beria: Güzellik ve olgunlukta akranlarından üstün olan.

Berika: Şimşek ışıltısı.

Beril: Mavi yeşil renkli değerli bir madendir. Arınmış, aklanmış.

Berin: Manen çok yüksek

Berin, Berrin: En yüksek, en ulu

Berire: İnam ve ihsan sahibi. Saliha ve vazifesini yapan hanım.

Beritan: Yayla kızı.

Berivan: Dağda açan çiçek.

Beriye: Salim, kurtulmuş, aklanmış, arı, temiz.

Berka: Kuzey Afrika’da eski bir şehir. Kadın ve erkek adı olarak kullanılır.

Berke: Zerdali, kayısı, kamçı, değnek

Berkiye: Şimşek gibi, parlak.

Bermude: Nesne, şey.

Berna: Gençlik, dirilik, enerji, delikanlı.

Berra: 1. Hayırsever. 2. Bereket ve bolluk getiren.

Berrak: Duru, temiz, şeffaf

Berraka: Aydınlık görünüşlü güzel kadın.

Berran: Keskin, kesici

Berre: Temizleyici, arındırıcı.* (*Peygamberimiz hanımlarından ikisinin ilk isimlerini değiştirmiştir. Biri Cüveyriye, diğeri Zeynep Binti Cahş annemizdir. Her ikisinin ilk isimleri “Berre” idi. Ayrıca üvey kızının adı da “Berre” iken onu “Zeynep” olarak değiştirmiştir. Berre manası temizleyicidir. Ancak ” o kendi nefsini temizler” diyerek kibir ve gurura sebep olmaması için değiştirmiştir.)

Berrin: Karada yaşayan, yüksek yüce

Berru: İyilik eden, iyiliği ve mükâfâtı çok olan, sözünü yerine getiren.

Bersu: Suyun berrak hali.

Berşan: Bir peygamberin din ve kitabını kabul eden kişi. Ümmet.

Berşe: Hep, bütün, çok.

Berzen: Yöre, mahalle, yol.

Besalet: Korkusuzluk, yüreklilik.

Besamet: Güler yüzlülük, şenlik.

Besime: Tebessüm eden, gülen

Besisu: Bitkilerin damarlarında dolaşan besleyici su

Besra: Seçkin kimse, dürüst insan.

Beste: Ezgilerin özgün dizimi

Bestegül: Gül kadar güzel ve duygulu

Bestenigar: Türk müziğinde bileşik bir makam

Beşaret: 1. Müjde, muştu, iyi haber. 2. Güler yüzlülük, gülümseme.

Beşgül: Beş tane gül.

Beşire: 1. Müjde getiren, müjdeci. 2. Güler yüzlü, güleç.

Beşuş: 1. Okşadıkça süt veren deve. 2. Araplarca çok meşhur ve meş’um bir kadın.

Betigül: Gül yüzlü.

Betigün: Aydınlık yüz

Betim: 1. Bir nesnenin kendine özgü belirtilerini tam ve açık bir biçimde, söz ya da yazıyla anlatma, tasvir. 2. Herhangi bir şeyin resmi ya da heykeli.

Betül: Namuslu, temiz, iyi.

Betül / Betil: Erkek eli degmemis, erkekten uzak yasayan, namuslu kadin, Temiz, iffetli

Betül, Betil: Erkeklerden çekinen namuslu kadın, H

Hürtürk Haber

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu