Kalın: Bu, bir provokasyondur
CUMHURBAŞKANLIĞI Sözcüsü İbrahim Kalın, bir Yunan gazetesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret içerikli manşetine sert tepki göstererek, “Bunu en şiddetli bir şekilde kınıyorum, telin ediyorum, lanetliyorum, bu başlığı atanların nasıl bir zillet içerisinde olduğu, nasıl ahlaksızca bir perspektife sahip oldukları herkesin malumu. Bu atılan başlığın basın özgürlüğü ile, ifade hürriyeti ile uzaktan yakından bir ilgisi yok. Bu bir provokasyondur” dedi.
‘CEZAİ İŞLEM GEREKLİ’
Sözcü Kalın, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde Demirören Haber Ajansı’na (DHA) özel açıklamalarda bulundu. Kalın, bir Yunan gazetesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret içerikli manşeti ile ilgili şunları söyledi: “Tabi biz bunu dün görünce ben hemen Yunanlı muhatabımla görüştüm, onlar da Yunanistan Dışişleri Bakanlığı üzerinden bir kınama yayınladılar. Umarım burada kalmaz, sorumlular ile ilgili gerekli cezai işlemleri de başlatırlar. Çünkü bu atılan başlığın basın özgürlüğü ile, ifade hürriyeti ile uzaktan yakından bir ilgisi yok. Bu bir provokasyondur. Türk-Yunan ilişkilerini tam doğru bir çerçeveye oturtmaya çalıştığımız bir dönemde marjinal de olsa bir grubun bu süreci zehirlemeye dönük attığı bir adımdır. Bu tür saldırılar Cumhurbaşkanımıza ulaşmaz bile. Bulunduğu konum itibariyle Cumhurbaşkanımız hamdolsun bunların hepsinin üstündedir, fevkindedir. Ama bu çirkin saldırıyı yapanların mutlaka Yunan makamları tarafından sigaya çekilmesi, sorgulanması gerekir, çünkü bizden ziyade onların işini zorlaştırır bu tür ahlaksızca saldırılar.”
MACRON’A ELEŞTİRİ
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Twitter hesabından Türkçe diyalog mesajı paylaşmasını da değerlendiren Kalın, “Sayın Macron’un Türkçe bir mesaj yayınlaması güzel, sempatik bir adım ama lafızdan çok mana önemli. Kastedilenin ne olduğuna ve bunun hangi siyasi stratejik çerçeveye oturduğuna da bir bakmak gerekiyor. Benim kanaatimce Sayın Macron dünya siyasetini doğru okumuyor. Avrupa merkezci siyaset artık geride kaldı” dedi. Emmanuel Macron önceki gün Twitter üzerinden Türkçe mesaj atarak, ‘sorumlu diyalog çağrısı’ yapmıştı.
SURİYE VE LİBYA
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Bana sorarsanız mesele sadece Doğu Akdeniz yahut Türkiye’nin Yunanistan ile olan ilişkileri meselesi değil, Fransa’nın stratejik okumasındaki temel hata Türkiye’nin Suriye’de ve Libya’da attığı adımlardan duyduğu rahatsızlık. Bize göre hem Suriye’de hem de Libya’da Fransa tarihin yanlış tarafında duruyor” diye konuştu. İbrahim Kalın, Fransa’nın Suriye’de PKK’nın kolu YPG ve PYD ile işbirliği yaparak doğrudan ya da dolaylı terör örgütüne destek verdiğini, Libya’da ise darbeci Hafter´in yanında durduğunu ifade ederek, “Hafter’in kimlerle ne tür ilişkiler içerisinde olduğuna baktığınız zaman, ki buna Wagner ve Rusya da dahil, özellikle NATO’nun güney kanadının güvenliği ve Kuzey Afrika’nın, Akdeniz’in güvenliği açısından nasıl bir riskli tabloyla karşı karşıya olduğumuzu görmek zor değil” dedi.
ÜÇ ANA BAŞLIK
Kalın, AB zirvesiyle ilgili şu önemli mesajları verdi: “Şu anda AB ile yürüttüğümüz 3-4 tane ana başlığımız var, fasıllardan ayrı olarak söylüyorum bunu. Birincisi Gümrük Birliği’nin güncellenmesi. Bildiğiniz gibi ta 96 senesinde yapılmış bir Gümrük Birliği anlaşması var, ama bunun güncellenmesi gerekiyor. Bu yönde Almanya dönem başkanlığının ve Sayın Şansölye’nin ciddi bir çabası var. Bu önemli bir adım olabilir. İkincisi yine 2015 senesinde imzalanan Türkiye-AB mülteci anlaşması. 5 yıl geçti, mülteci meselesi çok başka alanlara evrildi, daha da büyüdü, derinleşti. Bununla ilgili mutlaka bir güncellenmenin yapılması gerekiyor. Üçüncü olarak vize liberalizasyonu. Yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Schengen vize sistemine alınması, vizesiz bir şekilde Avrupa’ya seyahat konusu. Burada da biz çok önemli adımlar attık. Öngörülen 72 kriterin 66 tanesini Türkiye bire bir karşıladı. Kalan 6 kriteri de biz, bize göre tamamladık, çok ufak tefek bazı teknik detaylara takıldı bu konu. Şimdi eğer bu 3 konuda adımlar atılırsa, Türkiye-AB ilişkilerinde tekrar olumlu bir hava oluşur. Bu zirvede bu konuların ele alınacağını öngörüyoruz. Bütün bu meseleler ile ilgili olarak Almanya’nın dönem başkanlığı iyi bir şans olabilir.”
‘İSTİKŞAFİ GÖRÜŞMELER TEKRAR BAŞLAYABİLİR’
YUNANİSTAN ile istikşafi görüşmelerin 2002 yılında başladığını, 60 tur süren görüşmelerin 2016 yılında Çipras hükümetinin kararıyla durdurulduğunu hatırlatan Sözcü Kalın, “61’inci turun başlaması için Cumhurbaşkanımız yine hep söyledi, ‘Biz hep bir adım önde olacağız, önkoşulsuz biçimde bu konuları görüşmeye hazırız’ diye ifade etti. Şu anda geldiğimiz noktada iklim bu görüşmelerin başlamasına çok daha müsait hale gelmiş durumda. Yakın bir vadede bununla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor, istikşafi görüşmeler tekrar başlayabilir. Tabii burada bunun mutlaka AB zirvesine olumlu yansımaları olacaktır” bilgisini paylaştı. Kalın, Kıbrıs’ta Türk tarafı ile Rum kesiminin de kendi aralarında ihtilaflı bölge diye tarif edilen yerler ile ilgili görüşebileceklerini, ihtilaflı bölgede bir enerji kaynağı bulunursa bunun paylaşımı konusunda bir model geliştirilebileceklerini de belirtti.
‘YAPTIRIM, TEHDİT DİLİ SONUÇ ALAMAZ’
ZİRVE öncesi Avrupa Parlamentosu’ndan ve AB’den gelen yaptırım tehditleri ile ilgili de konuşan İbrahim Kalın, şunları kaydetti: “Türkiye’ye karşı yaptırım, şantaj, tehdit dili hiçbir zaman sonuç alamaz. Bunu artık Avrupalı siyasetçilerin görmesi lazım. Türkiye’yi birtakım tehdit yahut yaptırımlarla korkutacaklarını zannedenler, kararlılığından vazgeçireceğini zannedenler beyhude bir çaba içerisindeler. Bunu artık görmüş olmaları lazım. Bu tür örtülü yahut açıktan tehdit dili sadece onu dile getirenlere zarar verir. Türkiye alternatifsiz değildir” dedi.
AB LİDERLER ZİRVESİ
24-25 Eylül tarihlerinde yapılacak Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok yoğun bir diplomasi trafiği yürüttüğünü söyleyen Kalın, “İtalya ve İspanya başbakanlarıyla, Almanya Şansölyesi’yle (Angela Merkel) birkaç defa, AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile 2 defa görüşmeleri oldu. Hem istikşafi görüşmelerin başlaması hem 24-25 Eylül’de yapılacak AB zirvesinin gündeminin şekillendirilmesi ile ilgili olarak yine önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanımızın başka görüşmeleri de olacak” diye konuştu.