Galatasaray’da yeniden doğuşun sancıları
Şampiyonlar Ligi, bir boy büyük gelmişti…
Hedefte UEFA Avrupa ligi vardı.
Rakip de Britanya’nın “C” ligi İskoçya’dan St, Johnstone’du.
Hani bizim lige koysan zor ligde kalır cinsinden bir ekip.
Öyleki penaltıdan 1-0’ı buldular, kırmızı kart avantajı ile 1 kişi fazla oynadılar, yine de savunma futbolundan başka birşey sergileyemediler.
Galatasaray nasıl oynadı?
Aslında 11-11 oynanan ilk bölümde etkiliydi, pozisyon buldu, ama o kreatif final paslarıyla sonuç getirecek son vuruşlar gelmedi.
Bir şeyler eksikti. Belki yeni transfer Cicaldau oynamaya başlarsa o 6-8-10 numaralar arasındaki bağ kurulur.
Yoksatek tek baktığınızda sol bek Van Arnoult tam birgörev adamı, sağ bek Boey attığı golden bağımsız, enerjik ama henüz adaptasyon sürecinde.
Aytaç bir iyi bir kötü. Klasik 6 numara, ama yaptığı hata, verdiği geri pas ve takımını 10 kişi bırakışı 3. sınıf bir hata!
Berkan ise iş yapacak gibi. Ayağına hakim. cesurca paslar atıyor. Taylan’la uyumu iyi.
Diğer isimlere gelirsek Luyindama toparlanma sürecinde. Mustafa Muhammed hala etkisiz, Kerem bir var bir yok, ki Boey’in golündeki payı unutulmamalı. Babel bildiğiniz gibi, kumaşı iyi, ama yaşlanmış, temposu yok. Sonradan giren Diagne belki eldeki en iyi golcü ama o da kafasına göre oynuyor.
Muslera ise geriye gitmiş.. Hem de nasıl!
Fatih Terim de eski ve yeni isimlerden bir kokteyl oluşturma arzususunda; daha doğrusu yeniden doğuşun sancıları hissediliyor. Savunmayı belli ki oturtmuş, ama orta alan ve hücum hattında sorunlar var.
Peki turu kim geçer? Açıkçası İskoçya’daki maç belirler.
Nasılsa deplasmanda atılan golün avantajı artık yok!
O maçın 11-11 oynanacağı ve geçen sürecin uyum anlamında avantaj getireceği düşünülürse, kumaşı daha iyi olan taraf Galatasaray turu geçebilir.