Siyaset - Gündem

Erdoğan, AB ülkeleri büyükelçileriyle buluştu: AB’ye tam üyelik hedefine bağlıyız

Aslıhan Altay Karataş – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, coğrafi, tarihi ve beşeri olarak Avrupa kıtasının bir parçası olan Türkiye’nin AB tam üyelik hedefine bağlı olduğunu vurguladı.

Erdoğan, Çankaya Köşkü’ndeki toplantıda AB üyesi ülkelerin Ankara Büyükelçileri bir araya geldi. Osman Kavala’nın serbest bırakılması bildirisinde imzası olan 10 büyükelçiden Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda büyükelçileri toplantıya katılırken, İsveç’i Büyükelçi yerine maslahatgüzar temsil etti. Erdoğan, özetle şunları söyledi:

ANAHTAR ÜLKEYİZ: Birliğin geleceğine dair Brexit süreciyle alevlenen tartışmalar, salgınla birlikte yeni boyuta taşındı. AB içindeki siyasi coğrafi ve ekonomik ayrışmalar daha belirgin hale geldi. Birliğin karşı karşıya olduğu tehditlerin aşılmasında anahtar ülke Türkiye’dir. Türkiye müzakere sürecini yürüten aday ülke olarak, tedarik zincirleri, terörizm, göç, güvenlik, savunma, İslam ve yabancı düşmanlığı, sağlık ve enerji az güvenliği gibi temel konularda sorun çözücü role sahiptir.

OYALAMA TAKTİĞİ: Bu kritik dönemeçte Türkiye ve AB’nin ilişkilerini her alanda ileriye taşıması daha da önem kazanmıştır. Biz de bu anlayışla Birlik ile münasebetlerimizi daha sağlam bir zemine oturtmak istedik. Attığımız tüm adımlara üzülerek ifade etmek isterim ki, AB tarafından beklediğimiz karşılığı göremedik. Bize karşı oyalama taktikleri uygulandı. Siyasi hesaplarla tam üyelikten kaynaklanan haklarını kötüye kullanan kimi ülkelerin, bu süreçte engelleyici şekilde davrandığı ortadadır. Birliğin çıkarları, birkaç üye ülkenin ihtiraslarına kurban edilmektedir. Esas hesaplaşılması gereken Birliğin iradesinin birkaç devlet tarafından esir alınmış olmasıdır.

TÜRKİYE OLMASAYDI: Türkiye’nin terörden arındırdığı bölgelerde 4 milyonun üzerinde Suriyeli hayatını idame ettiriyor. Türkiye buradaki varlığıyla Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına katkı sağlarken, yeni göç dalgalarının da önüne geçmektedir. Elini vicdanına koyan herkes kabul edecektir ki, şayet Türkiye’nin olağanüstü çabaları olmasaydı bugün hem Suriye hem de Avrupa çok farklı bir manzara ile karşı karşıya kalacaktı… Türkiye’nin tablonun kötüleşmesine, yüreğimizde yeni Aylan bebek yaralarının açılmasına mani olmuştur.

AB’DEN DESTEK ALAMADIK: 500 bine yakın Suriyeli misafirimizin evlerine güvenli ve gönüllü geri dönüşlerini sağlamamız da ülkemizin bir diğer başarısıdır. Ancak bu gerçeklere rağmen Türkiye göç kriziyle mücadelesinde AB’den anlamlı bir destek alamadı. AB, Suriyelilere yasal göç yollarını açan Gönüllü İnsani Kabul Programını hala hayata geçiremedi… Yine bu süreçte geri itme hadiselerine ve göçmenlere yönelik uluslararası hukuku ayaklar altına alan uygulamalara da son verilmesi şarttır.

STRATEJİK ÖNCELİĞİMİZ: Coğrafi, tarihi ve beşeri olarak Avrupa kıtasının bir parçası olan Türkiye, elbette AB tam üyelik hedefine bağlıdır. Maruz kaldığımız onca adaletsizliğe rağmen AB bizim stratejik önceliğimiz olmayı sürdürüyor… Önümüzdeki yıllarda Birliğin Türkiye’ye katılım öncesi mali yardım aracı kapsamındaki fon miktarını artırmasının da ortak menfaatimize hizmet edeceği aşikardır.

DESTEK BEKLİYORUM: Türkiye 2022 yılında da daha adil bir dünya hedefi yönünde gayretlerini sürdürecektir. Aday ülke olarak, AB ile iş birliğimizi ve diyaloğumuzu güçlendirmeye hazırız. Önyargılar veya korkular yerine uzun vadeli stratejik bir bakış açısıyla hareket edilmesi ortak menfaatimizedir. Sizlerden gerek Brüksel’e gerek başkentlerinize yapacağınız yönlendirmelerle Türkiye-AB münasebetlerinde yeni bir sayfanın açılmasına destek olmanızı bekliyorum.

‘Vize serbestisi için ilerleme kaydetmeliyiz’

18 Mart Mutabakatı göç alanında iş birliği yanında, Türkiye-AB ilişkilerinde 5 alanda daha somut ilerleme sağlamayı hedefliyor. Özellikle vize serbestisi ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konularında ilerleme kaydetmeliyiz. Biz bu çerçevede 72 kriterden kalan 6’sının karşılanması hususunda önemli mesafe katettik.

STRATEJİK MİYOPLUK: Sürecin siyasi saiklerle engellenmesi tüm taraflara zarar veriyor. AB’nin 2022 yılında stratejik miyopluktan kurtularak Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesinde daha cesur davranmasını ümit ediyoruz… Birlik içi dayanışma bahanesinin özellikle ardına sığınılarak Türkiye-Avrupa ilişkilerinin sabote edilmesinin önüne geçilmelidir…

‘Kıbrıs Türkleri görmezden geliniyor’

Yakın coğrafyamızdaki hadiseler, dış politika ve güvenlik alanında iş birliğimizi güçlendirmemizin ne kadar hayati olduğuna işaret ediyor. Bosna Hersek’teki krizin çözümü noktasında yoğun gayret gösteriyoruz. Azerbaycan’ın topraklarını işgalden azad etmesiyle Kafkasya’da yeni bir döneme girdik. Ermenistan ile normalleşme sürecini başlattık… Türkiye’nin Kıbrıs meselesine ilişkin duruşu nettir. Rumlar kendilerini adanın tek sahibi olarak gören, Kıbrıs Türklerini yok sayan zihniyetten bir türlü kurtulmadı. Maalesef AB körü körüne Rum tarafının sözcülüğünü yaparken, Kıbrıs Türklerinin hakkını, hukukunu görmezden geldi… Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi, çözümün önünü açacaktır.

Hürtürk Haber

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu