Saffet ÇalışkanYazarlar

E Y T

Emeklilikte yaş meselesi

Sevgili okuyucularımız,bilindiği gibi,Sosyal güvenlik sistemimizde
emekli olabilmek için belirli bir sigortalılık süresini doldurma,
yeterli sayıda prim ödeme ve belirli bir yaşa ulaşma şartları
aranmaktadır.

Emekli olabilmek için sigortalılık başlangıç tarihlerine göre
kademelendirilmiş emeklilik yaşına tabi olan ve kendilerini
“Emeklilikte Yaşa Takılanlar” (EYT) olarak nitelendirilen
vatandaşların ısrarlı talepleri ise yıllardır ülkemiz gündeminde yer
almıştır.

Kısaca yaş şartının getirilmesi şöyle olmuştur.4447 sayılı Kanunla
emeklilikte yaş şartı getirilmiş ve 8/9/1999 tarihiden sonra ilk defa
SSK kapsamında sigortalı olanlar için emeklilik yaşı kadınlarda 58,
erkeklerde ise 60 olarak belirlenmiştir.

Mevcut sigortalılar bakımından da sigortalılık süresi 18 yıldan fazla
olan kadınlar ile 23 yıldan fazla olan erkekler hariç, diğer
sigortalılar için kademeli geçiş süreci getirilmiştir. Ancak, 4447
sayılı Kanunla getirilen kademeli geçiş uygulamasına ilişkin maddeler
Anayasa Mahkemesince adil, makul ve ölçülü olmadığı gerekçesiyle iptal
edilmiş ve yasama organınca iptal gerekçeleri de dikkate alınarak 4759
sayılı Kanun ile 23/5/2002 tarihine göre belirlenen sigortalılık
süresine göre emeklilik yaşı kadınlarda 40 ila 56; erkeklerde ise 44
ila 58 yaş aralığında kademelendirilmiştir.

EYT’liler kendilerince haklı gördükleri mevcut taleplerini
“kazanılmış hak” kavramına dayandırmaktadır.

Kazanılmış hakkın ne olduğu hususunda yargı kararlarına, özellikle de
Anayasa Mahkemesi kararlarına bakmak gerekiyor. Yüce Mahkeme birçok
kararında kazanılmış hak kavramını; “…kişinin bulunduğu statüden
doğan, tahakkuk etmiş ve kendisi yönünden kesinleşmiş ve kişisel
alacak niteliğine dönüşmüş haktır. Bir statüye bağlı olarak ileriye
dönük, beklenen haklar ise bu nitelikte değildir. …” “…emeklilik ya da
yaşlılık aylığı, buna hak kazanarak beklenen hak olmaktan çıkıp
kazanılmış hakka dönüşmedikçe kazanılmış bir hakkın ihlâlinden söz
edilemez…” şeklinde açıklamıştır.

Okuyan herkesin anlayacağı şekilde Anayasa Mahkemesi; 7/9/1999
tarihinde çalışmaya başlayan ve 23/5/2002 tarihi itibariyle 2 yıl 8 ay
15 günlük sigortalılık süresi bulunan ve 25 yıl sigortalılık süresini
de 22 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra 7/9/2024 yılında
dolduracak olan bir kişinin kazanılmış hakkından bahsetmek “kazanılmış
hak” değil, bilakis “beklenen haktır” diyor. Kaldı ki, 4759 sayılı
Kanunla getirilen kademeli emeklilik yaşına ilişkin geçiş hükümleri
Anayasa Mahkemesine taşınmış ve bu gerekçeden hareketle Yüce Mahkemece
oybirliği ile reddedilmiştir.

Biraz daha gerilere gidelim,

Yıl 1950, işçilerin emeklilik yaşı 60.

Yıl 1965, emeklilik yaşı kadınlarda 55 erkeklerde 60.

Sosyal güvenlik sistemin kurgulandığı 70 yıl öncesinde bile emeklilik
yaşı öngörülmüş iken, emeklilikte yaş şartı 1969 yılında Süleyman
DEMİREL hükümeti tarafından kaldırılmıştır. 1986 yılında sosyal
güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla Turgut ÖZAL
hükümeti tarafından 55/60 yaş şartları yine kademeli bir geçiş süreci
öngörülmek suretiyle getirilmiştir. Ancak, gelecek nesillerin sosyal
güvenlik haklarını gözetmek yerine siyasi popülizm kaygısıyla ve yine
Süleyman DEMİREL hükümeti tarafından yaş şartı uygulama alanı
bulamadan 1992 yılında yürürlükten kaldırılmıştır.

Sayın cumhurbaşkanımızın önderliğinde tüm kurum ve kuruluşlarla da
yaklaşık iki yıl istişare edilerek son kırk yılın en büyük sosyal
reformu; ‘sosyal güvenlik reformu’ 1.10.2008 tarihinde 5510 sayılı
kanunla gerçekleştirilmişti. Ama bu konuda son yıllarda EYT olarak
yapılan büyük tepkiler ve nihayet Sayın Cumhurbaşkanımızın
28/12/2022 tarihli açıklamaları.

Sayın Cumhurbaşkanımızın tarihi açıklamasında EYT’liler için yaş şartı
aranılmayacağı ve yaklaşık 2.250.000 vatandaşın emekli aylığına hak
kazanacağı belirtilmiştir.
Peki bu durumda,EYT’li vatandaşların talepleri kabul gördü görmesine
de bu defa sosyal güvenlik kurumunun gelir gider dengesi bozulmayacak
mı.Malumunuz SGK nın bütçesi genel bütçeden ayrı özerk bir bütçe olup,
yaklaşık genel bütçenin yarısını ifade eder. Dolayısı ile böyle devasa
bir bütçenin,gelir-gider dengesindeki olumsuz
luk doğal olarak genel bütçeye yansımayacak mı. Bu da hayat
pahalılığını beraberinde getirmeyecek mi.EYT liler keşke kendi
menfaatleri kadar aziz milletimizi ve devletimizin menfaatlerini de
düşünselerdi de bu yapılacak yasal düzenleme için iktidarı bu kadar
zorlamasalardı.

Şu hususu da düşünmeden edemiyorum,bundan beş yıl sonrasındaki seçim
sürecinde 8/9/1999 sonrası sigortalı olanlar için bir değişiklik
yapılmaz diyebilir misiniz ya da bundan on yıl sonrasındaki seçim
sürecinde 2008/Ekim sonrası sigortalı olanlar için mevcut şartlar
değiştirilmez diyebilir misiniz?

Sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi için, sisteminin
hassas noktalarına çok dikkat edilmeli, gelecek nesillerin emeklilik
haklarına halel getirilmesine çok dikkat edilmeli diye düşünüyorum.
Sevgili okuyucularımız EYT ile ilgili sayın cumhurbaşkanımız,
açıklamalarını yaptılar. Tabii ki, kamuoyunda basın yayında doğal
olarak çokça yer aldı.Çıkacak yasanın çerçeveleri belli oldu ancak
ilgili yasa TBMM den geçip yasalaştıktan sonra detayları sizinle
paylaşacağız inşallah.
Gelecek hafta da hem bu konuya devam edeceğiz,hem de geneli
ilgilendiren konuları sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Aksaray daki
emeklilik ofisimiz de gerek EYT nin getirdikleri,gerekse çalışma
hayatı ile ilgili konularda sizlerin sorularını cevaplamaya
çalışacağız inşallah.İrtibat telefonumuz 0 54 541 02 70
Hoşça kalın efendim.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu