Selahattin Dündar

DAĞDAKİ AY YILDIZ

“DAĞDAKİ AY YILDIZ” Herkes merak etmiştir… “Dağdaki Ay Yıldız” kimin tarafından yapılmıştır? Ne zaman yapılmıştır? Nasıl yapılmıştır? Doğru ya da yanlış, herkesin kulaktan dolma bir bilgisi vardır. Ama; kesin bilgi nedir? Köyümüzün çok önemsediği, herkesin çok önemsediği, hatta devletin çok önemsediği “Dağdaki Ay Yıldız”ın gerçek öyküsü nedir? Bu yazımda onu anlatacağım. Kars Dikme Köyü’nün tam karşısında, Kars Çayı’nın “O Toy”unda, “Ardos Dağı”ının Dikme Köyü tarafında kalan döşünde yer alan “Ay Yıldız”… Köylümüzün deyimiyle, “Dağdaki Ay Yıldız”…Köyümüzün tam karşısında duran “Dağdaki Ay Yıldız”, gün doğumundan batımına kadar, köyümüzü ve Köylümüzü görür. Köyümüz ve Köylümüz de de onu görür. Hepimiz, gün boyunca görürüz Dağdaki Ay Yıldızı’mızı. Tıpkı iki sevgili gibi… Göz gözeyiz gün boyunca…Evinin kapısından çıkan herkes, başını Ardos’un dağına çevirdiğinde “Ay Yıldız”ı görür. O, adeta Dikme Köyü ile özdeştir. Gök yüzündeki Güneş gibi… Gök Yüzündeki Ay gibi… Gök Kubbedeki Yıldız gibi… Canımız pahasına, gözümüz gibi koruduğumuz Ay Yıldızlı Bayrak… Dikme Köyünün hafızasına kazınmıştır Dağdaki Ay Yıldız. Tekrar konuya dönersek; Peki, “Dağdaki Ay Yıldız” kimler tarafından yapılmıştır? “Ardos Dağı”nın yamacında yıllardır vücut bulmuş olan “Dağdaki Ay Yıldız”a kim hayat vermiştir. “Dağdaki Ay Yıldız”a vücut veren şahıslar nerelidir ve kimlerdir? Şimdi nerededirler? Hemen söylemeliyim; “Dağdaki Ay Yıldız”, Dikme Köyü’nün eseridir. Vücut verenler de Dikme Köyü halkındandır. Zamanın “Dikme Köyü” gençleridir. Detaylı bir şekilde açıklamak; benim tarihi görevimdir ve boynumun borcudur. Çünkü: Diğer aktörlerin bu gerçeği anlatma şansları yoktur. Hepsi de rahmetli olmuştur. Bazı tarihi olaylar vardır ki: Aktörleri hayattan göçtükten sonra, tespiti zordur. Herkes bir efsane uydurur. O tarihi olayın içinde olmayanlar dahi, kendilerine bir pay çıkarmaya çalışırlar. Maddi veya manevi…Tarihi bir simge varsa; o simgenin aktörleri hayattan göçüp gittikten sonra gerçekleri bulmak oldukça zor olur. Bilgi kirliliği, gerçeğin netleşmesini engeller. Zaman içerisinde de gerçek bilgiler silinip gider…İşte bu nedenle; kıyısında köşesinde bulunduğum, ama kesin olarak tanığı olduğum ve hasbelkader, öyküsü içinde yer alma şansını bulduğum, “Dağdaki Ay Yıldız”ın yapılış öyküsünü ve yapan kişileri anlatmayı; Mimarı olan kişilere ve toplumuma karşı tarihi bir sorumluluk olarak görmekteyim. Yıl: 1958İlkokul dördüncü sınıftan beşinci sınıfa geçtiğim yılın yazındaydı. Köyümüzün güzel bir yaz günüydü. Ot biçiminden önce olduğunu hatırlıyorum. Yani kesin olarak Mayıs ya da Haziran aylarından birindeydi. Turş Tepe de at otarıyordum. İki erkek atımız vardı. Birinin adı Topçu, diğerinin ise Coşkun. Köyümün gençleri iyi bilirler, nitelikli koşum atları yazın yılkıya katılmazlar. Evin gençleri tarafından, denetimli olarak otarılır. Hem beslenmesi için, hem de başka nedenlerle… Atlarımızı otardığım, sıradan günlerden birindeydi. Gün orta vakti eve gelmiştim. Hem öğle yemeği yemek için, hem de güneşin keskinliğinin gitmesi için… Öğle yemeğini yiyip, dinlenmiştim. Büyük ağabeylerimden olan (Hacı Rıza oğlu) rahmetli Seyfettin Dündar, eve geldi. Benim atları otarmak için götürmeye hazırlandığımı görünce; gitmememi söyledi ve evden ayrıldı. Bir saat sonra geri geldi. Atları hamutlama mı ve çift at arabasını koşmamı söyledi. Nereye gideceğimizi sordum. Söylemedi. “Sen ne diyorsam onu yap” dedi. Zaten aramızda 10 yaş gibi bir fark vardı, 12 kardeşin olduğu bir ailede, biraz da dayak yiyerek büyüdüğümüz için, üsteleyemedim. Kalktım ve atları arabaya koştum. Bir kazma, iki kürek, bir adet de boş gaz yağı tenekesi koymamı söyledi. Ağabeyimin dediğini yaptım. Atları koştum hazırladım. Benim de binmemi söyledi. Dizginleri aldı atları sürmeye başladı. Bizim evin kapısından çıkıp aşağı döner dönmez, Demirci Nebi dayının kapısında durdu. Nebi dayının oğlu “Şemmet Gümüş” ağabey kapıda bekliyordu. Bitişik duvar komşumuz olan ve çok sevip saydığım rahmetli Şemmet ağabey de arabaya bindi. Atların dizginleri elinde olan “Seyfettin Dündar”, at arabasını köy aşağı sürmeye başladı. Atakişi Dedenin kapı hizasında durdu. Yine sevdiğim ve saydığım “Bilal Köseli” ağabey de arabaya bindi. At arabasında dört kişi olmuştuk. Seyfettin ağabey atların yönünü döndürdü ve köy yukarı sürdü. Rahmetli Köseoğlu’nun Hacı Ahmet’in dükkânının önünde durdu. Bir miktar sönmemiş kireç aldılar ve arabaya koydular. Ben iyice merak etmiştim. Hiçbir anlam verememiştim. Bir fırsatını bulup, Şemmet ağabeye nereye gittiğimizi sordum. Gülümseyerek, aynen şöyle dedi: “Ardaş altın tappışığ, onu getirmeye gederiyh.” At arabasıyla, Dikme İlkokulu’nun bahçesinden geçip, Kars Çayı’na geldik. Kars Çayı’nı geçtikten sonra, Seyfettin ağabeyim at arabasını eyledi. Sönmemiş kireci, benim arabaya koyduğum boş tenekeye boşalttılar. Üstüne su doldurdular. Dolayısıyla bir teneke sulu kireç hazır hale gelmiş oldu. Yönümüzü dağa doğru çevirip, Ardos’un yolunu tuttuk. Bu işin bir altın işi olmadığını anlayınca, sevecen kişilikli Şemmet ağabeye, nereye gittiğimizi tekrar sordum. Dağa bir işaret yapacaklarını ancak öğrenebilmiştim. Ay Yıldız’ı yine öğrenememiştim. Ardos yolundaki hemzemin tren yoluna yaklaşınca, at arabasını süren Seyfettin ağabeyim, tren yoluna paralel Kars’a doğru sola döndü. Şimdiki Ay Yıldız’ın olduğu yerin hizasında ve tren yolunun Dikme Köyü tarafında eyledi. Atları açtık ve atları arabanın tekerlerine bağladık. Kazmayla küreyi ben aldım. Sıvı kireç dolu tenekeyi Seyfettin Dündar ile Bilal Köseli birlikte tutarak dağ yukarı taşıdılar. Şemmet abi, her zaman ki gibi kravatlı ve takım elbiseliydi. Zaten bünye olarak da naif bir yapıya sahipti. O yanımızda yürüdü.Ve nihayet şu anki Ay Yıldız’ın bulunduğu dağın döşüne, epey bir zorlanarak çıktık. Ay Yıldız’ın bulunduğu dağın döşü çok diktir. Bilenler bilir… Geriden görüldüğü gibi değildir. Seyfettin Dündar ile Bilal Köseli kazmayla yay çizerek, dağın döşünü kazmaya başladılar. Şemmet Gümüş ağabeyle ben, lepik taş topladık. Öyle istediler. Niçin topladığımızı soramadım. Zaten iki sefer sormuş, bir cevap alamamıştım. Nasıl olsa anlarım diye, dediklerini yaptım bolca lepik taş topladım. Kazılan şekil yarıya gelince, artık ne olduğu görülebiliyordu. O arada, bu işaretin bir ay olduğunu çözmüştüm. Şemmet Gümüş ağabeye, bunun bir ay yıldız mı olduğunu sordum ve onayladı. Akşam gün batmaya az kalmıştı. Kazı işleri bitti. Topladığımız lepik taşları, 20 cm. kadar derinlikte kazılan “Ay Yıldız” resminin yüzeyine yayıp, döşedik. Etraftan geven topladık. Geven demetlerini sıvı kirece batırarak, döşenen taşların yüzeyini kireçledik. Böylece; “Dağdaki Ay Yıldız” vücut bulmuş oldu. Daha sonraları çeşitli onarımları ve kireçlenmesi için, belki emeği geçenler olmuş olabilir. Ancak; “Dağdaki Ay Yıldız”ın projelendirilmesi ve ilk yapılışı bu üç kişi tarafından gerçekleştirilmiştir. “Dağdaki Ay Yıldız”ın mimarları olan; Seyfettin Dündar, Şemmet Gümüş ve Bilal Kösali köyümüzden ayrılıp, gurbetin yolunu tuttuktan sonra, Ay Yıldız’ı oluşturan taşların kireçlenme işi askeriye tarafından yapıldı. Ancak; Bu üç kişiden biri, köyde olduğu sürece; kireçleme işinin, senede bir kere ve kendileri tarafından yapıldığını biliyorum. Her üçü de hak yerinde olan Seyfettin Dündar, Şemmet Gümüş ve Bilal Kösali büyüklerime Allah’tan rahmet diliyorum. Saygılarımla….

Selahettin Dündar KÖYÜMÜZDEKİ BİR TARİHİ GERÇEĞİN ÖYKÜSÜ

Ozan Selahattin Dündar Hakkında

KitaplarıWeb YazılarıÖdülleriÖzgeçmiş
  1. TEREKEMELER (Karapapak Türkleri)
  2. ÇUVAL
  3. BAŞAK
  4. BAĞDAŞ
1. T.C KÜLTÜR BAKANLIĞI (ŞİİR YARIŞMASI TÜRKİYE BİRİNCİLİĞİ) 1.Halk Şairleri Arası, ”İsrâfı Önleme Tasarrufa Ç:ağrı” adlı şiir yarışması BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ;

2. T.C. KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI, Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, Cumhuriyetimizin      80.Yılı kutlamaları dolayısıyla 27–28 Ekim 2003 tarihleri arasında düzenlenen “Ankara’da Ozanlar    Şöleni”nde gerçekleştirilen törende TEŞEKKÜR BELGESİ;
3. 1998, AZERBAYCAN/BAKÜ Televizyonumuzda yapılan programda TEŞEKKÜR BELGESİ
4. 1998, AZERBAYCAN RADYOSU Radyosunu ziyaret ve yapılan program sebebiyle TEŞEKKÜR BELGESİ
5. 19–12–1999 FOLKLOR ARAŞTIRMALARI KURUMU ŞEREF BELGESİ, Türk Halk Kültürü çalışmalarına yaptıkları değerli katkılarından DOLAYI “TÜRK FOLKLORUNA HİZMET ÖDÜLÜ” ve ŞEREF BELGESİ,
6. 22–03–1998, TC. KÜLTÜR BAKANLIĞI“Âşık Veysel ve Ozanlar Haftası Etkinlikleri” çerçevesinde Bakanlığımız öncülüğünde, ozan vakıf, kooperatif ve derneklerinin işbirliği ile 22 Mart 1998 günü düzenlenen “Âşık Veysel’i Anma Günü” programında TEŞEKKÜR BELGESİ
7. 23–09–2000, T.C.KARS VALİLİĞİ, KARS ’ta yapılan “ II. ULUSLARARASI ÂŞIK ŞENLİK ŞÖLENİ ”ne katkıları sebebiyle TEŞEKKÜR BELGESİ,
8. 09 Mayıs 1998 (Hıdırellez Festivali Şenlikleri) Çalıklı, Valandovo, Makedonya, MAKEDONYA CUMHURİYETİ, HALK OZANI SELAHATTİN DÜNDAR’a Festivalin düzenlenmesi ve yapılmasında sunduğu katkısı için TAKDİRNAME,
9. ANKARA HALK ÂŞIKLARI KÜLTÜR ve ARAŞTIRMA DERNEĞİ (AŞDER), 22.03.1997 AŞ-DER Yönetim Kurulu Başkanlığı, Derneğimiz, “Halk Ozanlığı ve Âşıklık Geleneğinin; Araştırılması, Yaşatılması ve Tanıtılması” konusunda yaptığınız çalışmalardan dolayı TAKDİR ve TEŞEKKÜR BELGESİ,
10. T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI Tertip Komitesi 13–14–15 Ekim 2000, “Geleneksel 2.Ozanlar Haftası Etkinlikleri”mize Katkılarından dolayı TEŞEKKÜR BELGESİ
11. 5–7- Haziran 1998 tarihlerinde BAYAT KAYMAKAMLIĞINCA, Birinci Uluslararası BAYAT OĞUZ ve TÜRKMEN KÜLTÜR ŞÖLENİNE Katkılarından Dolayı Teşekkür Ederiz.
12. T.C ESKİŞEHİR VALİLİĞİ, TERTİP KOMİTESİ 1991 Dünya Yunus Emre Sevgi Yılı MADALYA.
13. T.C. 20-26 Mayıs 1979 SİLİFKE FESTİVALİ SİLİFKE KAYMAKAMLIĞI TERTİP KOMİTESİ MADALYA,
14. 1978 Uluslararası Silifke Kültür Festivali, SİLİFKE KAYMAKAMLIĞI MADALYA
15. T.C. ANKARA VALİĞİ TERTİP KOMİTESİ1 “Mayıs 1988, TEŞEKKÜR BELGESİ
16. 13–12–1997, Ankara Âşıklar Şöleni, MİLLİ EĞİTİM SAĞLIK EĞİTİMİ VAKFI TAKDİR ve ŞÜKRAN BELGESİ
17. Milli Eğitim Sağlık Eğitimi Vakfı Adına (MESEV)’e karşı göstermiş olduğunuz candan ilgi ve sunulan katkılar sebebiyle TAKDİR ve ŞÜKRAN BELGESİ
18.T.C.ESKİŞEHİRVALİLİĞİYUNUSEMREKÜLTÜR 6–10 Mayıs 1994 tarihleri arasında düzenlenen “YUNUS EMRE KÜLTÜR VE SANAT HAFTASI” programlarına katkılarından dolayı TEŞEKKÜR BELGESİ
19.Âşık Selâhettin Dündar Radyomuzu ziyaretinizden ve katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz 10 Mayıs 1998 Üsküp Radyosu/MAKEDONYA TEŞEKKÜR BELGESİ
20. ONUR BELGESİ T.C. AFYON VALİLİĞİ 26–30 Ağustos 1994 tarihleri arasında ilimizde kutlanan 72. Zafer Haftası etkinliklerine gösterdiğiniz ilgi ve katkıdan dolayı TEŞEKKÜR BELGESİ
21.ŞÜKRÂN BELGESİ, KOCAELİ ANADOLU DERNEKLERİ BİRLİĞİ PLATFORMU, AĞRI-ARDAHAN-ERZURUM-ERZİNCAN-KARS-IĞDIR-SİVAS, dernekleri TEŞEKKÜR BELGESİ
22. Anadolu Dernekler Birliği Platformuna Destek ve Katkılarınızdan Dolayı ŞÜKRAN BELGESİ
23.PLÂKETİ POLATLI KAYMAKAMLIĞI 1988- TERTİP KOMİTESİ Sakarya Meydan Muharebesi Zafer Şölenine katkılarınızdan dolayısıyla TEŞEKKÜR BELGESİ
24.KARS ARDAHAN IĞDIRLILAR BİRLİĞİ DAYANIŞMA PLATFORMU, Platformumuzca düzenlenen “Kars-Ardahan-Iğdır İllerinde, Tarih, Kültür ve Ekonomi Sempozyumu” na katkıları anısına TEŞEKKÜR BELGESİ
25.T.C. ÇAY KAYMAKAMLIĞI BELEDİYE BAŞKANI (Şenlik Tertip Komitesi) 16 Temmuz 1994 ONUR BELGESİ Çay İlçesi 13. Vişne Şenliğine Katkılarınızdan dolayı TEŞEKKÜR BELGESİ
26.HALK OZANLARI KÜLTÜR VAKFI YÖNETİM KURULU Vakfımızın kurucu üyelerinden Sayın, Ahmet Yılmaz’ın Dostluk ve Dayanışma gecesine verdiğiniz destek sebebiyle TEŞEKKÜR BELGESİ
27. Büyük ozan Veysel Şatıroğlu’nun 25.ölüm yıldönümü sebebiyle 21 Mart 1998 günü Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel’in Huzurunda düzenlenen anma programında ilk kez oluşturulan Ozanlar Korosu’na katkıları sebebiyle TEŞEKKÜR BELGESİ
28. KARS DİKME KÖYÜ DERNEĞİ YARDIMLAŞMA ve KÜLTÜR DERNEĞİ 08–07–2000 Hizmetlerinizden dolayı TEŞEKKÜR BELGESİ,
29. AZERBAYCAN EVİ DERNEĞİ YÖN. KUR. BŞK, AZERBAYCAN EVİ DERNEĞİ, Derneğimize katkılarından Dolayı TEŞEKKÜR BELGESİ.
30. AŞ-DER Cumhurbaşkanımız Sn Süleyman Demirel’in himayelerinde Geleneksel 5. Ankara Halk Âşıkları Bayramı’na Katkıları sebebiyle TEŞEKKÜR BELGESİ
31.1996 Yılında Kars-Dikme Köy Kültür ve Dayanışma Derneğini bizlere kazandırılması sebebiyle TEŞEKKÜR BELGESİ.
32. İzmir Kars-Dikme Köyü Derneği Temsilciliği 09/ 07/2000 PLÂKET
33. ANKARA AYRANCI LİSESİ Okulumuz ve Millî Eğitim Camiasında uzun süredir vermiş olduğunuz kutsal hizmetlerinizden dolayı TEŞEKKÜR BELGESİ.
34. AYRANCI LİSESİ KORUMA DERNEĞİ02 -10–1984, PLÂKET,
35. 1988 Yıldırım Beyazıt Liseliler Derneği, Derneğe katkılarından dolayı TEŞEKKÜR BELGESİ.
36. YIL-DER Yönetim Kurulu MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI KONUR MENEKŞE DERSANESİ, 24–11–1996, TEŞEKKÜR BELGESİ,
37. SAYIN: SELAHATTİN DÜNDAR KURUCU ve FİZİK ÖĞRETMENİ OLARAK DERSANEMİZİN 20.KURULUŞ YILINDA: BUGÜNE KADAR GÖSTERDİĞİ ÖZVERİ sebebiyle TEŞEKKÜR BELGESİ,
38. AŞDER, ANKARA HALK ÂŞIKLARI KÜLTÜR ve ARAŞTIRMA DERNEĞİ, Halk Ozanlığı ve Âşıklık geleneğinin; araştırılması, yaşatılması ve tanıtılması konusunda yaptığı çalışmalardan dolayısı ile 25–03–1995 tarihli TAKDİR ve TEŞEKKÜR BELGESİ,
39. AŞ-DER, Yönetim Kurulu Adına Çoban Hüseyin ÇEMREK, PLÂKET,
40. İNCESU ANADOLU LİSESİ MÜDÜRLÜĞÜ, OKULUNA İLGİ ve KATKILARI dolayısı ile TEŞEKKÜR TAKDİR ve TEŞEKKÜR BELGESİ

Öğretmen, Halk Ozanı, Araştırmacı ve Yazar kimliği ile, Terekemeler’in ileri gelenlerindendir. Adına Borçalı’da Köy kuran Hacı Kara İsa’nın torunu olan Selaheddin DÜNDAR, 1946 yılında Kars’ın Merkez, Dikme Köyünde doğdu. İlkokulu doğduğu köyde; ortaokul ve liseyi Erzurum’da okudu. Erzurum Eğitim Enstitüsünün Fen Bölümünden mezun olduktan sonra, Ankara Üniversitesi’nin Fizik Mühendisliği Bölümünü bitirdi. Mühendis olarak mezun olmasına rağmen, öğretmenlik mesleğinde karar kılan Halk ozanı DÜNDAR, yurdun çeşitli yerlerinde, otuz yıl (30) boyunca öğretmenlik yaptı. Eşi de öğretmen olan Halk Ozanı Selâheddin DÜNDAR’ın, EZGİ adında bir kızı ve OZAN adında bir oğlu bulunuyor. Dedesi, Hacı Kara İsa da bir Terekeme şairi olan Ozan Selâhettin DÜNDAR, henüz ortaokul sıralarında şiir yazmaya, lise yıllarında da saz çalmaya başladı. Daha önceki yazdıklarını, deneme şiirleri olarak nitelendiren DÜNDAR’ın ilk kayda değer şiiri, 1972 tarihini taşımaktadır. Yazdığı şiirlerin, müziğini de kendi yapan Halk Ozanı Selâhettin DÜNDAR’ı, ilk defa sazı ve sözüyle 1973 yılında bir radyodan dinliyoruz. 1974 yılında ilk televizyon programını gerçekleştiriyor. Bundan sonra DÜNDAR’ı, sazı ve sesiyle radyo ve televizyonlarda sık sık dinlemekte ve görmekteyiz. Âşıklık geleneğinin, tüm dallarını başarı ile sürdüren Ozan Selâhettin DÜNDAR’a, yurt içi festival ve programlarda da rastlarız. Türkiye’yi karış karış dolaşan ozanımız, yurt dışında da programlar yaptı, yurt dışındaki festivaller ve kültür etkinliklerinde bulundu. Kültür Bakanlığının kadrolu ozanlarından olup, çok sayıda şiir, deyişler, halk müziğinin değişik makamlarında besteleri bulunmaktadır. Çok sayıda ödülleri, takdir teşekkür ve plaketlerin sahibi olan Halk Ozanı, Ozan Selâhettin DÜNDAR, 1991 yılında Kültür Bakanlığının yurt çapında açmış olduğu: “Tasarrufa Çağrı” konulu şiir yarışmasında, birincilik ödülü aldı. Daha sonraki Çalışmaları için de Türk Folklor Kurumunun, Özel Şeref Ödülü ile ödüllendirildi. Sosyal yönden oldukça yoğun olan Ozan Selâhettin DÜNDAR, bir çok demokratik kurum ve kuruluşun kuruculuğunda, çalışmalarında ve yönetimde bulundu. MESAM’ın nüvesini teşkil eden ve 1978’de kurulan “Türkiye Sanatçılar Birliği”nin ilk kuruluşuna da imza atmıştır. Ozanlar Vakfıyönetiminde yer aldı; Kars Dikme Köyü, Kültür Derneği’nin kuruculuğunu ve aynı zamanda başkanlığını üstlendi. Derneğin başkanlığında bulunduğu, 1997 ve 1998 yıllarında, Kars Kültür Festivalleri düzenledi. Âşık İslâm ERDENER, Anma Gününüorganize etti; ve bu etkinliklerin komitesinde yer aldı. Ozan Selaheddin DÜNDAR aynı zamanda bir araştırmacı, yazar ve gazetecidir. Yayına hazır durumda ve yakın tarihte yayınlanacak olan, iki adet araştırma ve inceleme kitabı, mevcuttur. Kars “Ölçek” Gazetesinde “Gurbet Selamı” adıyla köşe yazarlığını devam ettirmektedir. “HALAY” dergisini kurarak, bu derginin uzun yıllar, yayın yönetmenliğini sürdürdü. Eğitim ve Kültür ağırlıklı “MENEKŞE” dergisinin kurucusu ve yayın yönetmenliğini yaptı. Selaheddin DÜNDAR’ın Fizik Dersi ile ilgili bir kitabı da yayınlanmıştır. Bunun dışında, ozanlığı ile ilgili olarak “BAŞAK”, “BAĞDAŞ” ve “ÇUVAL” adını taşıyan üç şiir kitabı yayınlanmıştır. Kültür Bakanlığı arşivlerinde şiirleri ve TRT arşivlerinde ses bantları mevcut olup; Selâhettin DÜNDAR’ın dört adet kaseti, piyasalarda satışa sunulmuş bulunmaktadır. Alet çalıp parmakları ile tellere dokunmaya mandolinle başlayarak Bağlama, Tar ve Koşasaz adını verdiği, birleşik sazı, maharetle konuşturmayı başarmıştır. Saz ve sözün de ustası olan Ozan Selehattin DÜNDAR, Terekeme-Azeri, Anadolu Ağızları, tarzındaki deyişlerini Koşasaz eşliğinde büyük bir maharet, hüner ve kendine has uslûpla, seslendirmekte ve yorumlamaktadır.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu