CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönem farklı partilerden temsilcilerle yaptığı görüşme ve ziyaretlere ilişkin olarak “Acaba yerimde kalabilir miyim, bunun yeterli desteğini sağlayabilir miyim?’ arayışı içinde. Ama gideceğini görüyor. Şunu söylemesi lazım; ‘Seçim olduğu takdirde ben kazanamazsam iktidarı kazanacak olanlara devredeceğim, üstelik törenle devredeceğim’ diye bir açıklama bekliyorum” dedi.
Best FM’de canlı yayın konuğu olan Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi:
10 MİLYON İŞSİZ: Bir iktidar istihdam alanı yaratmıyorsa ekonomi politikası açısından başarısız demektir. 18 yıl yönetiyorsunuz, 10 milyonu aşkın işsiziniz var. Biz bunlara ne vaat edebiliriz? Bir, bunların yapmaları gereken ilk iş, kendilerini işsiz bırakan bir siyasi anlayışa, siyasi partiye ‘dur’ demeleri lazım. Nerede dur diyecekler? Sandığa gidince oy vermeyecekler. ‘İş yoksa oy da yok kardeşim’ diyecek. Bu kadar basit.
Önümüze seçimler gelecek sandığa gideceğiz, ‘Ben yine oyumu götüreceğim AK Parti’ye vereceğim’. AK Parti’ye veriyorsan oyunu işsizlikten şikayet etmeyeceksin. İşsiz kaldığın zaman da diyeceksin ki ‘kendim ettim, kendim buldum.’ Ama ben şimdiden uyarıyorum. Sandık geldiğinde hepimiz tercihimizi işten yana, emekten yana, alın terinden yana yapmalıyız.
EMİR ALIYORLAR: Gittiler borç aldılar. Borç alan emir alır. Bugün emir alıyorlar. Dünyanın faizini ödüyorlar. Elin oğlu eksi faizle borçlanırken, biz yüzde 6’yla niye borçlanıyoruz? Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne yabancı sermaye güvenmiyor. ‘Yarın ben bu parayı alamayabilirim’ diyor. Ben şunu söylersem vatandaşı kandırmış olurum, ‘efendim biz iktidara geldik, üç gün sonra işsizlik bitti, her şey çözüldü’.
Yok efendim böyle bir şey yok. Bunun bir planlamasını yaparsınız. Demokrasisi gelişmiş, hukukun üstünlüğü olan, herkesin can ve mal güvenliğinin sağlandığı bir devleti inşa etmek zorundasınız. Herkesin can ve mal güvenliği yoksa, yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü yoksa yabancı sermaye de gelmez, Türkiye’deki sermaye de Türkiye’ye yatırım yapmaz.
DEVLET SOYULUYOR: Bu iktidarın en büyük yanlışı, 1 liralık işi 10 liraya yapmış olması, 9 lira nereye gidiyor? Siyasete girecek kişinin cebini doldurmak için çalışmaması lazım. Halkın cebi dolacak, işsizlik olmayacak. Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı tehlikededir. Ekonomi politikası üretim, istihdam, yatırım endeksli olması lazım. Devlet açıkça soyuluyor.
Çocuklar kredi alıyorlar okumak için. Üniversiteyi bitiriyorlar. Bir süre sonra diyorlar ki borcu geri öde. İşi ver, iş de yok, nasıl ödeyecek, bunların silinmesi lazım. Herkesin borcu siliniyor, dünyanın vergileri siliniyor, dünyanın teşvikleri yapılıyor. O genç arkadaşıma çağrı yapıyorum; bir araya gelin, şu sloganı üretin: İş yoksa oy da yok.
YÖK’Ü KALDIRACAĞIZ: Darbe hukuku ürünü olan YÖK’ü kaldıracağız. Her üniversite gerçek anlamda özerk olacak.
NİYE SAKLANIYORSUN?: Eleştirdiğiniz zaman, ‘Cumhurbaşkanı’nı eleştirdin’. Ben seni eleştirdim ama sen AK Parti’nin genel başkanısın. Erdoğan her türlü eleştiriyi, hakareti yapacak ama biz aynısını söylediğimizde, ‘ben Cumhurbaşkanıyım.’ Cumhurbaşkanlığı koltuğunun arkasına niye saklanıyorsun sen, niye saklanıyorsun?
SENİ ELEŞTİRECEĞİM: Erdoğan, ülkeyi kötü yönetiyor. Bu ülkede açlık varsa ben kimi eleştireceğim. Ben seni eleştireceğim kardeşim. Ülkeyi yöneten sensin.
GİDECEĞİNİ GÖRÜYOR: Pek çok ziyaretler yapıyor. ‘Acaba yerimde kalabilir miyim, bunun yeterli desteğini sağlayabilir miyim?’ arayışı içinde. Ama gideceğini görüyor.
Erdoğan’ın topluma şunu söylemesi lazım. Seçimler olur ve seçimden sonra ben gideceksem halk beni değil de başka birisini seçecekse ben buradan ayrılacağım, hiçbir taşkınlık, sorun olmayacaktır. Seçim olduğu takdirde ben kazanamazsam iktidarı kazanacak olanlara devredeceğim üstelik törenle devredeceğim diye bir açıklama bekliyorum.
‘Üniversiteliler masum bir eylem yapıyor’
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ: Öğrenciler gayet masum, haklı bir eylem yapıyorlar. Kırmadılar, dökmediler. Müzik çaldılar, protesto ediyorlar. Eğer siz bu öğrencileri ‘terörist’ olarak ilan ediyorsanız dünyanın gerçeklerinden kendinizi koparmışsınız demektir. Dünyayı, demokrasiyi bilmiyorsunuz, demokrasiyi içselleştirmemişsiniz, demokrasiye karşısınız demektir.
